Payidar kalmak

“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.” Kıbrıs’taki alışkanlıklar esasında takdire değer nitelikte bir önem arzetmektedir.

“Bir ulus, sımsıkı birbirine bağlı olmayı bildikçe yeryüzünde onu dağıtabilecek bir güç düşünülemez.” Kıbrıs’taki alışkanlıklar esasında takdire değer nitelikte bir önem arzetmektedir. Atatürk’ün sevgisi gönüllerde taht kurandır. Yıllar öncesinin Türk kahve kültüründe özellikle çoğu köyümüzde kahve ile spor kulüplerinde Atatürk fotoğrafları ilk girişte duvarda çerçevelenmiş ve bütün haşameti ile var olandı. Türk nüfusun büyük bir çoğunluğunun evinde de bu alışkanlık Ata’ya karşı bir saygı,sevgi ve vefa örneği olarak görülüyordu. Her aile çocuğuna mutlaka Atatürk sevgisini aşılamaktadır. 
Ankara’da ilk ziyareti babam bize büyük bir öğretmen kafilesi eşliğinde, o zamanın iki motorlu uçakları ile Ankara’ya 1957 yılında Anıt Kabire yaptırdı ise Ankara’ya giden her aile de bu gün de aynı şekilde ilk Anıt Kabir ziyaretini çocukları ile yapmaktadır. Atatürk’ü anlatmak yaşatmak hepimizin bir nevi asli görevidir. Yıllar yılları kovaladı, geçti bu güne geldik, her 10 Kasımda saat 9.05 KKTC’de her ilçede çalan siren sesi, duyulsun veya duyulmasın nerede olursak olalım saygı duruşumuz atamıza karşı bir ifade şeklimiz oldu. Olmaya da devam edecektir. İlk okulda her yıl 10 Kasım, biz öğrenciler için en güzel çiçeklerin ona saygının sevginin ifadesi olarak heyecanla okula götürüldüğü yıllardan geçtik. Atatürk büstü ise her okulda vardı. İlkokulda 10 Kasım anma töreninde okuduğum ilk şiir; “Saat dokuzu beş geçe,
Atam Dolma Bahçe’de,
Gözlerini kapadı
,Bütün dünya ağladı” diye devam eden şiirdi. Eski yıllarda devlet büyüklerinin başta Atatürk olmak üzere Dr.Fazıl Küçük, Rauf Raif Denktaş fotoğrafları evlerimizin içerisinde bir nevi tarihin gerçeği olarak duvarlarında var olandı. 
Uzun yıllar, Atatūrk kimdir? sorusuna babamın uzun uzun anlatımı ile geçen bir zaman tünelimiz oldu. Böylesine uzun yıllardan tarihi bir geçmişten, geçerek büyüdük. Bizim çocuklarımızı da öyle büyüttük onlar da kendi çocuklarını öyle büyümekte.. Atatürk’ü kendimizi tanıdığımız yaşlardan itibaren sevdik saydık izinde olmanın gereklerini öğrendik, öğretmeye de devam ediyoruz. Bilindiği üzere “Atatürk'ün anıt mezarı Anıtkabir'in yapımına 9 Ekim 1944'te başlandı ve inşası 1 Eylül 1953'te tamamlandı. 10 Kasım 1953'te Atatürk'ün cenazesi Ankara Etnografya Müzesi'nden alınarak, Cumhurbaşkanı Celâl Bayar'ın katıldığı bir törenle Anıtkabir'e getirildi. Orada konuşmasını yaptıktan sonra ebedi istirahatgâhına indirildi.” * Kasım ayı önemli günleri ile önemini koruyandır. Örneğin; Atatürk'ün Ölüm Günü-10 Kasım Atatürk Haftası-10 - 16 Kasım KKTC'nin Kuruluşu ve Cumhuriyet Bayram-15 Kasım Çocuk Hakları Günü-20 Kasım Öğretmenler Günü-24 Kasım * Her yıl aksatmadan unutmadan ve gerçeklerin bilincinde kalbi duygularımızda andığımız, kutladığımız günler için yazılan anılar geleceğe ışık olacaktır. Atatürk 1938'de 10 Kasım'da saat 09:05'te hayatını kaybetti. 2022 yılı Atatürk'ün vefatının 84. yılı olacak. Bu güne söz; Gazi Mustafa Kemal Atatürk’den olsun; “Benim naciz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır”

Bu haber 2922 defa okunmuştur

:

:

:

: