ALINMASI GEREKEN ÇOK DERSLER VAR

Bu hafta ADA Tv. Söyleşi Programımın konuğu Prof. Dr. Sn. Salih Saner’di . Sn. Saner , Jeoloji ve maden konusunda uzman bir akademisyenimiz . Ayni zamanda da KKTC Cumhurbaşkanlığında , Ekonomi Doğal Kaynaklar Komitesinin de Başkanı .

Bu hafta ADA Tv. Söyleşi Programımın konuğu Prof. Dr. Sn. Salih Saner’di .
Sn. Saner , Jeoloji ve maden konusunda uzman bir akademisyenimiz .
Ayni zamanda da KKTC Cumhurbaşkanlığında , Ekonomi Doğal Kaynaklar Komitesinin de Başkanı .
Sn. Saner’le söyleşimizde , konularımız ve gündemimiz başka idi .
Türkiye’mizdeki felaketten sonra , programı izleyen seyircilerimizin izledikleri gibi , gündemimiz deprem, eski dilde zelzele oldu .
Zelzeleyi konuşmak için , jeolojiyi bilmek behemehal şarttır .
Jeoloji bilimsel olarak açıklarsak , halk dilinde “ yer bilimi “ olarak anılır . Bilimsel olarak da “ Dünyanın fiziksel yapısını , zaman içinde nasıl değiştiğini ve işleyişini inceleyen bilim dalıdır .“
Sn. Saner bu konuda uzman ve öğretim görevlisi .
Davetime icabet ederek , söyleyişe katılmıştır .
Sn. Saner , Kahramanmaraş’ın Pazarcık İlçesinde meydana gelen , iki şiddetli depremi ve çevrede meydana getirdiği olumsuz etkilerin , Yer kabuğundaki kırılmaların bir sonucu olduğunu . Bunu da depremi meydana getiren fay hatlarının oluşumu olarak açıklamıştır .
Dünya coğrafyasının fay hatlarını gösteren haritalarının , en ince ayrıntılara kadar çıkarıldığını ve deprem alanlarının belirlenerek , yerleşim birimlerinin oluşturulmasında tedbirlerin alındığını . Buna göre , birinci derecede riskli , ikinci derecede riskli , üçüncü derecede riskli olan deprem bölgelerinde , konutların bu riskleri ortadan kaldıracak ve depreme dayanıklı olarak inşa edilmeleri için , mimar mühendislerin devreye girmesini . Katıksız bir denetim sisteminin oluşmasının şart olduğunu . Bu konuda hiçbir toleransın gösterilmemesi gerektiğinin de altını çizmiştir .
Kıbrıs’ın kara haritasında , herhangi bir tehlikeli fayın geçmediğini . İskenderun Körfezinden , iki fayın adaya kadar geldiğini . Bunlardan birinin Zafer Burnundan , Beşparmakları takip ederek , Koru Çam üzerinden tekrar Akdeniz’e ulaştığını . Bu fay hattının “ölü” niteliğinde bir fay olup , zararsız bir durum arz ettiğini .
Yine , İskenderun Körfezinden , Akdeniz’e ulaşan ve adanın güneyinden geçen diğer fay hattı ise , faaliyette olup , tehlikeli bir durum arz ettiğini söyledi .
Bu fay hattı , 1953’ te faaliyete geçip , Baf açıklarında denizde yer kabuğunun kırılması ile şiddetli bir depreme yol açmış ve Baf Kasabasında ve köylerinde büyük yıkımlara neden olmuştu .
6.5 şiddetinde olan deprem , 50’nin üzerinde insan kaybına , 100’ün üzerinde yaralıya ve 4000 kişinin evsiz kalmasına neden olmuştu .
Bu depremi yaşayanlardan biri olarak , o yıldaki dehşeti hatıramdan silemiyorum .
Ülkemiz fay hattının üzerinde olmamasına rağmen , adanın güneyinden geçen ve Baf sahillerine çok yakın olan fay hattının hareketliliğinden , etkilenmememiz mümkün değil .
Birinci derecede deprem riski olmasa bile , sarsıntı veya sarsıntılardan etkilendiğimize göre . Baf depreminde olduğu gibi , etkilenmemek için inşaatların yapılmasında , bu oranların göz önünde tutulmasında umulmadık faydalar vardır .
Kahramanmaraş’taki depremde , bunun örneklerini yaşadık , yaşamaya da devam etmekteyiz .
Bir çok ülke bunu başardı .
Türkiye de başarabilir ve Kahramanmaraş’taki deprem son deprem olabilir .
Türk Ulusu , dünya var oldukça , Türkiye’de yaşayacağına göre , depremle de yaşayacağı koşul ve tedbirleri yaratmak zorundadır .
Bunun başka çaresi yoktur .
Gerek yıkımlar ve arama kurtarma faaliyetleri .
Yaralıların tedavileri , barınma ve beslenme konularındaki sıkıntılar .
Ulaşım zorlukları ve dolayısı ile gönderilen yardımların zamanında ulaşmasındaki olumsuzluklar da göz önünde bulundurularak . Hepsinden dersler çıkarılmasında çok büyük yararların olacağı kanısındayım .
Çünkü depremin ne zaman geleceği belli değil .
Her tedbir bir emniyet içindir .
Can pazarının olduğu bu deprem felaketinde bile , bazı kesimlerin bu insanlık dramını , siyasete alet etmelerine de şaşıyorum .
Bu yarışa , güney komşularımız da girmiş görünüyor .
7 kişilik bir ekiple , arama kurtarma için hazır bekliyormuş .
Amaç , sözde Kıbrıs Cumhuriyetinin çıtasını yükseltmek . Barışçı olduğu aldatmacası ile dünyayı kandırmak .
Felaketin beşinci gününde , ne kadar daha can kurtarılır çabası , hiç durmadan devam etmekte . Umutsuzluklar , umuda . Umutlar da maalesef , umutsuzluğa dönüşmekte .
Afatın getirdikleri , işte bunlar .
Bu haber 2583 defa okunmuştur

:

:

:

: