Bundan tam bir ay önce Türkiye’de büyük bir deprem felaketi yaşandı. Bizimde evlatlarımız, yurttaşlarımız da o felakette hayatını kaybetti.
Anadolu coğrafyası savaşlar da dahil olmak üzere tarihinde ne böyle bir yıkım gördü, ne de böyle bir kayıp yaşadı.
11 kenti vuran deprem felaketinde hayatını kaybedenlerin sayısı 45 bini geçti. Enkaz kaldırma çalışmaları sürdükçe resmi sayı artıyor…
Acı büyük…
Tüm bu acı çemberinin ortasında anavatana nüfusuna oranla en büyük yardımı biz yaptık. Bunun için tüm toplum seferber oldu. Elbet de bize yakışan da buydu.
Ancak üzülerek söylüyoruz ki bu yardım seferberliğini de elimize yüzümüze bulaştırdık.
Hükümet alelacele maaşlarda yüzde 1 ile yüzde 5 arasında varan oranlarda kesinti yapılmasını karar verdi. Oluşturulacak fonla hem Türkiye’ye yardım hem de burada depreme hazırlık yapılacaktı.
Başta sendikalar ve muhalefet olmak üzere karara itirazlar yükseldi. Sonunda bu konu hakkında bir Meclis komitesi kurulmasına ve meselenin orada konuşulmasına karar verildi.
Dün komiteden geçen maaş kesintisi kararında üç değişiklik yapıldı.
Birincisi 15 bin TL’nin altında herhangi bir kesinti yapılmayacak. Bu çok yerinde bir karardı. Çünkü böyle bir dönemde açlık sınırının altında maaş alan asgari ücretli böyle bir zorunluluğa itilemezdi.
İkinci önemli karar ise 15 bin TL üstünde maaşlarda yapılan kesintilerde gönüllük esası getirildi. Yani bu kesintiler yapılacak, istemiyorsanız Maliye’ye başvuru yapacaksınız…
Üçüncü olarak da daha önce 12 aylık olarak belirlenen kesinti, ‘yıl sonuna kadar olacak’ şekilde değiştirildi.
Peki maaşında kesinti yapılan kişi Maliye’ye gidip “benim maaşımdan kesme” diye başvuruda bulunursa, bu tavır dayanışma ruhunu zedelemez mi? Elbette zedeler…
Ancak görülüyor ki hükümet yasayı geçirmek için bunu bile kabul etmiş durumda.
Fakat yine de muhalefet ikna edilemiyor. Türlü bahaneler ipe un süren CTP, yardım seferberliğinin önüne adeta duvar oldu.
Kıbrıs Türk halkı bu zor günde bu dayanışmayı göstermezse ne zaman gösterecek. Hükümet bir adım attı. Ana muhalefet de bu adıma yanıt verip inatlaşmayı bir kenara bırakmalı.
Aksi halde dünyaya rezil olacağız. Bizden söylemesi…