TDP’nin ara seçimdeki adayı Sn. Tacan Reynar’ın YSK tarafından adaylığının düşürülmesinin yankıları devam etmektedir .
Tüm siyasal partilerin adaylarına yapılan itirazları değerlendiren YSK , sadece Sn. Reynar’ı ilgili yasanın ilgili kuralına binaen yasanın aradığı ikametten dolayı . Geçici aday ilan edildikten sonra , adaylıktan düşürmüştür .
Yukarıda da belirttiğim gibi , ikametgahının süreklilik arz etmemesinden dolayı .
İlgili yasanın bu kuralı koyan maddesine bir bakalım .
9 ( 2 ) ( 2 ) aynen şöyle .
“Oy verme gününden önce , en az üç yıldan beri daimi ikametgahı , KKTC sınırları içinde bulunmak .”
YSK , bu maddeye dayanarak , Sn. Reynar’ın adaylığını düşürdü .
Medyaya düşen haberlerde bu süre bir yıl eksik olduğu nedeni ile , YSK bu kararı vermiştir .
Bunun tespiti de , yurt dışına gidiş gelişlerinden , muhaceret dairesinden elde edilebilir .
YSK’ da bu bilgilere dayanarak , böyle bir kararı vermiştir .
Bilindiği gibi , YSK kararları kesin olup , başka müracaat merciine de itirazı kapatmıştır .
TDP çevrelerinden konu ile ilgili olarak , yapılan açıklamalarda , karar protesto edilmiş ve mücadelenin devamında kararlılık belirtilmiştir .
Dün de TDP’nin genel başkanı , Sn. Mine Atlı , parti merkezinde bir basın toplantısı yaparak , kararla ilgili açıklamalarda bulundu .
Kararın haksız ve adaletsiz bir karar olduğu vurgusunu yaparak , bunu örnekler vererek , haklılıklarını dile getirmeye çalıştı .
Bu örneklerden biri de muhtardan alınan ikametgah belgesi .
Muhtarların verdiği bu tip belgelerde, ikametin , yıl itibarı ile süresi belirtilir mi?
Yoksa , sadece , ikametinin o mahallede olduğu mu yazılır .
Açıklamada , Sn. Reynar’ın pandemi nedeni ile bir süre ülkeye dönemediğini . Muhaceretten alınan belgede , yurt dışına , yerleşmek için değil , eğitim amaçlı gittiği de dile getirildi .
Demek ki , Sn. Reynar’ın , yurt içinde , yasanın aradığı süre zarfında ikamet eksikliği var .
İlgili yasa , bu maddeye , istisna getirip , olağanüstü durumlarda ve eğitim amaçlı olarak , yurt dışında geçen süre ve süreleri de geçerli kılsa idi , herhalde , YSK bu kararı vermezdi .
Hangi amaç olursa olsun , yasa , bu sürenin 3 yıla baliğ olduğunu vaz ettiğine göre , kesin ve katidir .
Sn . Reynar , önümüzdeki genel seçimler için bir praktiste de bulunmuş , tecrübeler kazanmıştır . Zaman su gibi akıp gidiyor .
Gelelim , İskele’nin 30 milyon avroluk meselesine .
Son İskele’ye gittiğimde , gözlerim havaya takılı kaldı .
Kendimi mantar tarlasında hissettim .
İskele , Annan Planından sonra , yabancılara daha da artan toprak satışları nedeni ile , mantar patlaması yaparak , gannavutsila alanına döndü .
Gannavutsila tarlasında bile , doğanın oluşturduğu bir düzen , bir nizam vardır.
Yeni İskele’de ara ki bunu bulabilesin .
Apartmanlar , mantar gibi dikildi , fakat alt yapılarının tamam olup olmadığına bakıldı mı ? Bakılmadı mı ? onuna bilmiyorum .
Bildiğim , çıban başı olmuş bir tesisin yarattığı sorunun , kangreleşen ve bölgeyi derinden ilgilendiren durumdur .
Bu mantarları diken mega inşaat şirketleri , ilgili yasa kurallarını hiçe sayarak uygulamamış ve bu mantar gibi dikilen binaların altyapılarının bir parçası olan kanalizasyon şebekesini de yapmamıştır .
Bu şirketlerle birlikte , bunlara izin veren veya bu duruma göz yuman yöneticiler varsa , ayni oranda onlar da bu işten sorumludurlar .
Burada yerel yönetimin sorumluluğu var mı ?
Varsa , hakkında ne yapıldı ?
Yasalara aykırı olarak , gereğini yapmayan ve bu çevre kirliliğini oluşturan , gerek gerçek kişi , gerekse de tüzel kişiler olsun , yasalar tahtında , S… B…i temizlemek zorundadırlar .
Başka temizlikçi aramak , ne adalete , ne de nisafet ilkelerine sığmaz .