Bu günlerde bazı şaşırtıcı olaylara tanık oluyoruz. Dünya devi Çin’de yaşanan trajedi, bitmek bilmeyen olaylar ve dünyanın gözü önünde yaşanan bir soykırım. Şaşırtıcı olansa bu olaylar bana hiçte yabancı gelmiyor sanki bu olaylara bir yerlerden aşinayım. Evet bu olaylara Filistin de tanık olmuştuk şimdi hatırlıyorum. Bunu bana hatırlatansa Filistin yönetimi başkanı Mahmud Abbas’ın Güney Kıbrıs’a yaptığı ve beni çok şaşırtan ziyareti. Şimdi birkaç ay geriye gidelim. Bu ziyaretin bu yazıya, neden konu olduğunu sizlere anlatmaya çalışayım.
İsrail’in Filistin halkına yaptıklarını bilmeyenimiz yoktur. Çin de bu gün yaşanan olayların aynısını İsrail Filistin halkına yaptı. Gazze kana bulandı. Masum Filistinliler, işkence gördüler, vuruldular, öldürüldüler. Bu soykırımı bu gün Çin örneğinde olduğu gibi bütün dünya seyretti. Dünyanın nabzını tutan büyük devletler kıllarını bile kımıldatmadılar. Günlerce süren saldırılarda çoğu çocuk yüzlerce Filistinli hayatını kaybetti. Birçok ülkede İsrail’i protesto gösterileri düzenlendi. Türkiye’de hemen hemen her şehirde İsrail’i kınayan, Filistin’e destek belirten mitingler yapıldı. Ben de bu vahşetin yaşandığı günlerde “Vicdanın
Katledildiği Şehir Gazze” Başlıklı bir yazı yazmıştım. Ve tabi ki kuzey Kıbrıs, ayni kaderi yıllarca yaşamış ve Filistin halkını en iyi anlayan halk olan Kıbrıs Türk halkı, Filistin için ayaklandı. Yardımlar toplandı. Toplanan yardımlar Filistin halkına ulaştırıldı ve büyük bir birliktelik sergilendi. Ülkemizde eğitim gören Filistinli öğrencilerle, Türk öğrenciler kol
kola girip Filistin’e sahip çıktı.
Hele Türkiye Başbakanı Recep Tayip Erdoğan’ın İsrail Cumhurbaşkanını Peres’i Davos zirvesi sırasında Filistin halkı için azarlaması tüm dünyada olay oldu. Başta Filistin olmak üzere birçok ülkede Türkiye ve Başbakan Erdoğan lehine teşekkür gösterileri düzenlendi.
Filistin Başkanı’nın Güney Kıbrıs ziyaretine dönersek, elbette bir ülke başkanı istediği ülkeyi ziyaret edebilir. Bunun için kimseye hesap verecek değildir. Ama zor dönemlerinde halkına destek çıkan Kıbrıs Türkünü ve koskoca Türkiye Cumhuriyeti’ni çiğnememeliydi.
Ziyaret kadar ziyaretin içeriği de oldukça şaşırtıcı. Hristofyas ve Abbas yaptıkları ortak açıklamada özetle ülkelerinin, işgal altında olduğunu yani diğer bir deyişle hem İsrail’in ki doğrudur, hem de Türkiye’nin, bunun yorumunu size bırakıyorum işgalci olduğunu iddia ettiler. Her zaman olduğu gibi bu konuya bizim taraftan ses çıkaran olmadı. Türkiye hükümeti ise Filistin elçisini çağırarak bilgi aldı. Elçi başkan Abbas’ın sözlerinin yanlış anlaşıldığını açıklamakla yetindi. Açıklamaların yanlış anlaşıldığını düşünsek bile bu ziyaretin ayni zamanda Kıbrıs’ın Kuzeyine de yapılmaması başlı başına bir mesajdır. Rum lider Hristofyas
aslında yaptığı açıklama ile Rum, Filistin yakınlığını özetledi. Hristofyas Rum
tezlerini İslam konferansında savunduğu için Mahmud Abbas’a teşekkür etti ve Avrupa Birliği ülkelerine Filistin’e destek vermeleri için girişimde bulunacaklarını açıkladı. Yani
Filistin, Rum yönetiminden ve AB’den medet umuyor. Bu yanlış adımı Filistin halkına
mal etmemekle beraber, Filistin yönetiminden Kıbrıs Türk halkı adına hiç olmazsa bir
özür bekliyorum.