Çaresizliğimiz

Bu yazının konusu, pek de iç açıcı olmayan, moral bozucu bir konuya tanıklık etmemle oluştu. Çok sevdiğim bir arkadaşımın, bir dostumun, gözyaşları ve haklı feryadı hem bu yazıya konu, hem de yazının içindeki hüznün sebebi olmuştur. Konu her daim bildiğimiz, çaresizliğimiz ülkenin kapanmayan iki yarasından biri. Hiç zorlanmadan tahmin edebileceğinizi biliyorum. Bu memleketin, bu toplumun trafik ve kanser illetinden çektiklerini anlatmaya gerek yok. Bu iki konu başlı başına bizim çaresizliğimiz. Ve bu çaresizlik bu sefer dört yıl önce annesini kanser illetinden kaybeden bir insanı buldu. Annesini genç yaşta kanser yüzünden toprağa veren bu insan bu kez de babasının ayni kadere yakalanması ile yıkıldı. İnanın kanser kelimesini söylemesi, yazması bile insanın tüylerini ürpertiyor.
Bu hastalığın, ülkemizde bu denli artmasının sebepleri mutlaka ki çoktur. CMC’den arta kalan atıklar, kontrolsüz yanıp sönen çöplükler, hormonla üretilip her mevsim Soframızdan vücudumuza giren zehir, beslenme alışkanlığımız, sigara ve daha birçok unsur kanseri tetikliyor. Bu kadar büyük bir sağlık sorunu karşısında yapılabilecek ne varsa yapılmalıdır. Kanser Hastalarına Yardım Derneğinin bu konuyla ilgili canla başla çalıştığını biliyoruz. Tabii ki sadece kendi yağıyla kendi ciğerini pişiren
Kanser Hastalarına Yardım Derneği’nin çabaları bu mücadelede tek başına etkin olamaz. Bu çabaya tüm kesimlerin, devletin, sağlık sektörünün katkı koyması ve tabii ki bu noktada toplum dayanışması çok önemlidir. Kanserle mücadele devlet politikası olmalı ve bu mücadele hükümet programlarında yer almalıdır. Nitekim ortada korkutucu bir gerçek vardır. Ocak 2009 ile Haziran 2009 tarihleri arasında 156 yeni kanser vakası ortaya çıkmıştır. Bu gerçek bu konudaki çaresizliğimizi gösteriyor aslında.
Güney Kıbrıs’ta bizim hastalarımızın da tedavi gördüğü bir onkoloji merkezi varken, bizim ülkemizde henüz sürekli hizmet veren bir Onkolog yoktur ve bu büyük bir sorundur Her gün bir kişinin bu hastalığa yakalandığını düşünürsek, bu konunun ciddiyetini daha iyi anlayabiliriz. Bu konuda atılan adımlar hem hastalara hem de genel olarak topluma moral vermektedir. Bu konu ile devletimizin Türkiye de bir protokol yapma hazırlığında olduğu bilgisi gerçekten şahsen beni umutlandırmıştır. Kanser konusunda erken teşhisin önemini de göz ardı edemeyiz. Erken tanının, tedavi şansını artırdığı gibi tedavi sürecini de kolaylaştırdığı bir gerçektir. Erken tanı özellikle kanser hastalığında, hayat kurtaracak kadar önemlidir. Bunun için düzenli sağlık kontrolü yapılmalı ve bu hastalığın belirtilerine dikkat edilmeli.

Bu haber 666 defa okunmuştur

:

:

:

: