Çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Özellikle işverenlere, iş yapanlara seslenmek istiyorum. Bizler, halk olarak alışverişe giderken, bir yerden bir yere seyahat ederken, bir restoranda oturmuş yemek yerken, bizleri son derece rahatsız eden ter kokularına tahammül edemeyiz. Rahatsız edici bu gibi durumlar, işletme sahiplerinin özel olarak ilgilenmesi gereken, çalışanlarını bilgilendirmesi ve eğitmesi gereken son derece önemli konulardandır.
Her şey yazılıyor çiziliyor, zaman zaman bazı konular ses getiriyor. Büyük başarı... Ancak, ter kokusu ile ilgili bu konuyu gündeme getirmekle, halkımız insanının da farkındalığına farkındalık katmak istedim. Bu konuya özel olarak girmek istedim.. Sonuçta bizler insanız ve bizleri rahatsız eden toplumsal olaylarda, kimseyi incitmeden, kırmadan ve yaralamadan, halkın ve ilgili kişilerin bu konular üzerinde samimiyetle, özen göstererek ilgilenmeleri gerektiğini düşünüyorum. İlgilerinizi ve düşüncelerinizi, somut çözümlerinizi bekliyorum.
Düşünebiliyor musunuz? Son derece sık bir restorana gidiyorsunuz, yanınıza son derece janti bir garson geliyor sizinle bugün kendisinin ilgileneceğini soyluyor. Güzel bir insan. Saclarına jöleyle sekil vermiş, bembeyaz üniforması içinde uzunca boylu bir beyefendi. Menüyü aldıktan sonra yanınızda bir sure bekliyor ve nihayet siparişinizi veriyorsunuz. Siparişi verene kadar nefes alış verisiniz değişiyor ancak, hiçbir şey belli etmemeye çalışıyorsunuz. Karsınızdaki de bir insan. Burnunuzun direğini kıracak kadar rahatsız edici ve iştahınız kapanıyor. İştahınız yemek yemeden kapanıyor ve gecenin hemen basında evinize gider gitmez aşıracağınız dolabınızda nelerin olduğunu düşünmeye başlıyorsunuz, geriliyorsunuz. Hiçbir şey belli etmiyorsunuz. Karsınızdaki de bir insan. Bir anda mutsuz oluyorsunuz, kendi kendinize konuşmaya ve 'Hay Allah !.. Ben buraya kendimi mutsuz etmek için para harcamaya mı geldim' demeye başlıyorsunuz. Hani bir laf vardır... 'Temizlik imandan gelir' demiş atalarımız. Ne güzel de söylemişler. Ama hiçbir şey belli etmemeye çalışıyorsunuz. Karsınızdaki de insan...
Görsellik, temizlik ve nezaket çok önemlidir. Hele de insanlarla birebir diyalog halinde bulunduğunuz bir isiniz varsa özen ve titizlik şarttır. Örneğin, temelden çocuklarımızı eğitmemiz, işverenleri denetlememiz ve Turizm ve Kültür Bakanlığı’nın bu konuda görevini önemsemesi gerekir. Halkımızın, güzelliklere, Mis kokulara ihtiyacı vardır. Bir yere giderken, huzuru kucaklama isteği ve değerli zamanını mutluluk ve heyecanla değerlendirme isteği göz ardı edilmemelidir. Hiçbir insan karsısındakine, 'Sen ter kokuyorsun, lütfen yanımdan ayrılır misin?' deme cesaretini bulamaz içinde. Karsınızdaki de insan.
Sabah kalkıyorsunuz, buz gibi duşunuzu alıyorsunuz, koltuk altı için o kadar sağlıklı ve bütçeye uygun kremler, deodorantlar var ki, isiniz sadece size uygun Mis Gibi kokuyu seçmeye kalıyor. Hem siz ferahlıkla, Mis Gibi kokunun verdiği rahatlıkla işlerinizi huzurla yapıyorsunuz, hem de insanları ve kendinizi önemsemesi karşısında cesaretli ve girişkenliğiniz artıyor. Karsılaştığınız bedenlerde insan var. Özenli ve tertipli olmalısınız.
Mis kokular insanin ömrünü uzatmada, sağlıklı kılmada birebirdir. Hayat o kadar kısadır ki, ömrümüzü uzatmak bizim elimizdedir. Temizlik sağlık demektir. Esliden deodorantlar, sabunlar yoktu. Atalarımız, çeşitli bitkileri kaynatıp yıkanıyorlar, mevsiminde toplayıp toplayıp kurutarak Mis Gibi kokular içinde ömür tazelerlerdi. Feslikan, Ful, Gül, Gül Damlası, Lavanta çiçeklerini kaynatıp kaynatıp yararlanırlardı. İç organlarımızı, tenimizi, vücudumuzu ne kadar mutlu edersek o da bize o kadar mutluluk verir, uzun omur, sağlık, refah verir.
Sevgili isletmeciler,
Saygıyla, kalabalıkla, huzurla ve mutlulukla kalın. Tertemiz çalışanlarla, mekânlarla ve hayırlı islerde kalın. Tertemiz dünya ile kucaklasın.
Mis Kokulu günlerle kalın..
