Bu son günlerde konuşulan en önemli gelişme BM arşivlerinden çalınan ve basına dağıtılan belgeler olsa gerek. Bu konuda çok çeşitli iddialar var ancak Cumhurbaşkanı sn TALAT’IN söylemi çok ciddi bir iddia ve söylem olarak kalmamalı eylem olarak da harekete geçilmesi gerektiğini düşünüyorum. Sn TALAT iddiasında RUM tarafındaki gizli servislerin BM bilgisayarlarından bilgileri çaldığını ve bunları sn DOWNER ve ekibini yıpratacak şekilde kullandıklarını ifade etti. BM içerisin bu şekilde bir farenin olması ve belgeleri dışarı çıkarması tabiî ki BM’nin güvenirliliğini de sarsar ve gerçekleştirmiş oldukları görüşmelerin tutanaklarının gizliliği kalmadığı gibi çalışma açısından da güven ortamı dağılmış olabilir.

Eğer bu deşifreyi RUM tarafı gerçekleştirdiyse amaçlarının ne olduğunu düşünmek gerekir, demek ki BM Rumların aleyhine olabilecek girişimler yapıyor anlamı çıkarabiliriz eğer iddia doğru ise. Bu şekilde BM yetkilileri kıskaç altına alınacak RUM tezlerini güçlendirmek için TÜRK tarafından daha çok taviz koparmak için mücadele verecekler ve böylece masada kendi itibarlarını kurtarmaya çalışacaklar, bunu da yaparken RUM tarafı da gelişmelerden tatmin olacak beklide amaç bu yok eğer amaç bu değilse o zaman neler oluyor diye düşünmek gerekir. Ancak bir doğru ki BM yetkilileri gelişmelerden rahatsız ne yapacaklarını bilemiyorlar, güvenlik açısından da yıprandıkları bir gerçek, bu işe bir çare arıyorlar herhalde.

Sn TALAT RUM tarafının BM ekibini yıpratacak bu eylemi yaptığını iddia etti ben merak ediyorum sn HRİSTOFYAS’A bu konuda ne diyecek çünkü BM yine RUM lehine dönebilir o zaman dengeler yine altüst olur.
HRİSTOFYAS gelişmelerden memnun olmadığını kendilerine baskı yapıldığını sık sık ifade ediyor ve dönüp ekliyor;

Kıbrıs sorununu çözmek için sınırlı tarih kabul etmiyoruz
Anlaşamadığımız konularda da hakem niteliğinde müdahaleye de karşıyız.
Rum tarafı gelişmelerden rahatsız peki biz çok mu mutluyuz sn TALAT bu şekilde devam ederse antlaşma olması çok güç demeye başladı “umudum” var diyor ancak açıklamalarından ümitsiz olduğunu da anlıyoruz. Ancak sn TALAT, BM ve diğer uluslar arası güçlerin daha etkin olarak Kıbrıs sorununun çözümü için devrede olması için sürekli çağrıda bulunuyor. Bu çağrılara cevap geldiğini basın olarak görmedik kapalı kapılar arkasında ne görüşüldüğünü bilmemize da imkân olmadığı gibi bu konuda da tatmin edici açıklama olmadı.

Kıbrıs sorunu çok bilinmeyenli bir denklem gibidir helal olsun tüm dengeleri koruyup bu sorunu çözecek olana, TÜRKİYE’SİZ bir çözümün olmasının çok güç olduğunu RUM tarafındaki bazı çevreler bile söylüyor BM de bunu göz önünde tutmak zorunda olduğunu biliyor ve öyle davranmaya da çalışıyor, AB, ABD, İNGİLTERE, RUSYA bile devrede o zaman KIBRIS jeo stratejik açıdan çok önemli bir noktada olduğu için her zaman siyaset burada sıcak olacak bu kaçınılmaz bir gerçektir.

Bu belge kaçırma komplosunun daha da derin bir amacı olabilir çok dikkatli olunması gerekir BM içerisinden bir şeylerin olma ihtimali hakkında da hassas olunmalı neticede güven ile güvensizlik çok yakın.

Benim görüşüme göre BM çok daha dikkatli ve titiz olmalı çalışmalarında iki halkada güven vermeli ve koruması gereken belgeleri de sözde değil özde korumalı, çünkü BM güveni tahsis edemez ise kalıcı bir antlaşmanın altına imza koyamaz.