Televizyon denen sihirli kutu

Teknoloji hakikaten çok acımasız galiba hızına ayak uydurmaya çalıştıkça insanlar heder olup gittiler.

Teknoloji hakikaten çok acımasız galiba hızına ayak uydurmaya çalıştıkça insanlar heder olup gittiler. Düşünün ki çok uzak değil 80’li yıllarda hayatımıza giren renkli televizyonlarla hayatımız bayağı renklendi aslına bakarsınız. Dallas dizisindeki Seulın’ın aslında altın sarısı saçları olduğunu öğrenmiş olduk o zaman. Siyah-Beyaz devam eden hayatlarımıza renk gelmiş oldu yılbaşı geceleri televizyona çıkan dansöz Nesrin Topkapı’nın kırmızı elbisesinin dans ettikçe uçuşan eteklerini seyrettikçe mest olurduk toplumca.

Aslına bakarsanız televizyonu zevk için seyrederdik o yıllarda ciddi haberler olurdu seyredip toplumca bilgilenirdik örneğin Reha Muhtar Atina’dan Ali Kırca ise Newyork’tan bildirirdi haberleri bizlere.
Geçen zaman içerisinde teması sevgi, dostluk, arkadaşlık, komşuluk olan ve yıllarca seyretmekten zevk aldığımız ‘Perihan Abla’ gibi düzeyli insanların emek sarf ettiği seyredenlerin ise bir sonraki bölümünü merakla beklediği dizilerdi bunlar.

Günümüzde ise zamana yenik düşen diğer alışkanlıklarımız ve değer yargılarımız gibi televizyon izleme alışkanlıklarımızda değişti tabii buna paralel olarak hayat bir arz talep dengesinden ibaret olduğundan ötürü yapılan yapımlar emek veren insanlarında kalitesi yerlerde sürünür hale geldi.

Artık televizyonu açtığınızda içerisinde mafya, kin, nefret, ihanet, şiddet barındırmayan dizi, insanların intihar görüntüleri, olayı anlatmak yerine can çekişen yaralıların görüntülerinin yer aldığı kaza haberleri dışında bir şey seyredemez olduk günümüzde.

Eğlence programı adı altında yer alan rezalet ötesi seviye düşkünü programlardan bahsetmek için parmaklarımı bile yormak istemezdim ama biraz bahsedelim. Örneğin, hayatınızı paylaşacak birini arıyorsunuz. Hiç sorun değil, sihirli kutumuz televizyon hemen size yardımcı oluyor bu konuda. Size sadece ilgili programa başvurmak ve biraz da kameralar önünde aşağılanmak kalıyor sadece. Ama belli olmaz, belki de aradığınız hayat arkadaşı orada da siz farkında değilsinizdir. Onun için siz şansınızı bir deneyin, insanlarda seyredip eğlensin!

İlgili programların biri aracılığıyla evlendiniz ama mutsuz oldunuz evlendiğiniz kişi aradığınız ruh ikisiniz değilmiş meğer hiç sorun değil hemen yeni moda olan diğer program yapımcılarına başvuruyorsunuz ve de yeni moda gereği ’Boşanma Hikâye’nizin filmi çekiliyor. Amaç tamamen toplumu bilgilendirmek, bilinçlendirmek, yanlış anlaşılmasın lütfen!
Gönül işlerini televizyon aracılığıyla bu şekilde çözdükten sonra, gelelim asıl meselemize. Hayat parasız geçmez tabii ki. Paraya mı ihtiyacınız var? Hiç dert etmeyin! Envayi çeşidi bulunan yarışma programlarından birine başvuruyorsunuz hemen. Medeni cesaretiniz ölçüsünde para kazanmamanız mümkün değil, saçınızı keserek, bilmem kaç metre yükseklikten atlayarak, katran ve tavuk tüyüne bulanıp sokaklarda gezerek yarışmanın galibi olabilir para da kazanabilirsiniz.
Ya da, daha ciddi çalışarak ülkemizin ukala şovmenleri sahnelerin güneşlerinden oluşan birinci kalite bir jürinin önünde şarkılarınızı icra edip, onlar tarafından bir miktar aşağılanma, hakaret sürecinden sonra kim bilir bir de bakmışsınız ki yarışmanın galibi olup şöhret olmuşsunuz! İsminiz parlak neon ışıklarla bir tabela da yer alıvermiş! Albümleriniz bilmem kaç bin satmış, paraya para demiyorsunuz! Olmaz demeyin bence fırsatları değerlendirin! Bu arada izleyiciler de sizin ezim büzüm hallerinizi seyredip zevk alsınlar! Yapımcılar da ceplerini doldursunlar!.
Tabii ki, istisnalar kaideleri bozmaz. Kaliteli yapımlarda yok değil, televizyon ekranlarında. Haksızlık etmeyelim. Ama dediğim gibi, eldeki parmak sayısını geçmez kaliteli program sayısı bence.
Toplum olarak kaliteli programları isteme-seyretme hakkımızı kullanmak adına hepimizin bir gün bilinçli izleyiciler olması dileğiyle
Bol televizyonlu günler, sevgiyle kalın.
Bu haber 9602 defa okunmuştur

:

:

:

: