PROFESYONEL

Geçen hafta cuma gecesi Girne Belediye Tiyatrosunun sahnelediği “ Profesyonel” oyunundaydım.

Geçen hafta cuma gecesi Girne Belediye Tiyatrosunun sahnelediği “ Profesyonel” oyunundaydım. Yanımda İngiltere’de öğrenim gören eski öğrencilerimden Gülfem de vardı. Baş başa bir zaman geçirmek istediklerim olunca hep bu yola başvururum. Önce bir yemek ardından tiyatro ikimize de çok iyi geldi. Bol bol şimdiki öğrenciliğinden ve eski günlerden söz ettik. O, tatlı bir genç kız olmuş... Biz büyüklerin gözünde onlar hala çocuk sayılsa da...
Oyun geçenlerde açılışına katıldığım, sonra ilkokullar arası şiir yarışmasının yapıldığı tiyatro salonundaydı. Salon kültür merkezinde, ikinci katta, gayet şık bir mekân... Koltukları, ferah görüntüsü ile sıcacık görünüyor. 150 kişilik bir salon, pek çok etkinliğe imza atılabilecek bir yer kısacası. Yakında benim de katılacağım bir şiir akşamı da yapılacak.

Biz oyuna dönelim isterseniz. Profesyonel’in yazarı Duşan Kovaçeviç, çeviren Özgür Özdural, sahneye koyan ( yönetmen) ve başrolde oynayan da Derman Atik... Adada sahneye konan hemen hemen hiçbir oyunu kaçırmamaya çalışıyorum. Dışardan gelenler de dâhil.

Girne Belediye Tiyatrosu bu yıl 11. Yılını kutluyor. Nice yıllara ve oyunlara diyorum önce... Gibetsu adı artık kalıcı oldu bildiğiniz gibi, doğal olarak da amatörlükten çıktı.
Profesyonel sözcüğünün tam anlamına bakıyorum TDK sözlüğünde... Fransızca kökenli bir sözcük... Anlamı: Bir işi kazanç sağlamak amacıyla yapan kimse, meraklı, hevesli... Karşıt sözcüğü de amatör demek.

Oyunda Derman Atik’in canlandırdığı Luka, profesyonel bir polis... Peşine düştüğü yazar Teya’yı ( Cenk Gürçağ) yıllarca görev gereği adım adım izler. Tam 40. Yaş gününde adamın karşısına dikilir ve topladığı dokümanların üç kitap olduğunu önüne serer. Yanında taşıdığı bavulda 18 yıllık izleme sürecinde ondan arta kalan, ardından topladığı unutulmuş eşyalarını da getirir. Şapkalar, kravatlar, şemsiyeler ve eldivenler... En önemlisi annesi tarafından ona gönderilen ama durmadan yer değiştirdiği için eline geçmeyen mektuplar... Teya, şaşkın, üzgün, öfkeli... Durumdan duruma geçer...

Derman Atik, gündelik hayatında esprili, içten hatta şakacı duruşu yerine sahnede tam bir profesyonel... Luka rolünde/ yılların sahne sanatçısı kimliğiyle/ doğrusu çok olgun ve başarılıydı. Bence bambaşka bir insan olup çıkmıştı.
Size sizi tanıtan. Öğreten bir oyun... Düşünsenize sizi adım adım izlemiş biri bir bakıma size ve kişiliğinize ayna tutuyor. Sizin hayatınızda unuttuğunuz olayları size bir bir hatırlatıyor. Vicdan muhasebesi yapıyorsunuz işin özü... Aslında oyun bana yıllar önce okuduğum ama adını unuttuğum bir kitabı anımsattı. Orada da bir bayan kendisi olduğunu belli etmeden bir dedektif tutar ve kendini izletip günlük raporlar ister. Böylece başkasının gözünden kendini tanır. Davranışlarının ya da bir saçını savuruşunun karşısındakinde ne gibi etkiler yarattığını anlar. Aslında biz herkesi merak ederiz ama en çok da kendimizi...

İnsan psikolojisi, çok derin bir konudur. Elbette tiyatro da bize, bizi anlattığından olmalı bu kadar etkileyici ve önemlidir. Ben Gibetsu grubunu, oyuncularından müzik, dekor, ışık uygulayıcısına kadar içtenlikle kutluyorum.
Bence tembellik etmeyin... İster cuma, isterseniz cumartesi akşamı oyunu izlemeye gidin. Çok keyif alacaksınız. İyi seyirler efendim.
Bu haber 2958 defa okunmuştur

:

:

:

: