Sunduğum künye programın da bizler konuklarımızla ülkemiz iç ve dış konu ve sorunlarını en yapıcı bir şekilde tartışıp değerlendiriyoruz. Çözümler üretmeye çalışıyor ve halkımıza sosyal sorumluluk bilinci içerisin de bilgi aktarmaya çalışıyoruz. Çağdaş toplum gereği olarak da tabiî ki eleştiriler de yapmak zorundayız. Aksi takdirde halka karşı sorumluluğumuzu yerine getirmekte yetersiz kaldığımı düşünürüm.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası Başkanı Günay Çerkaz Bey ile Orams davasındaki gelişmeleri konuştuk ve şu gerçek ortaya çıktı ki dava sonuçları hakkında önceden bir hazırlık yapılmış değildi. Tabiî ki, devlet bir dava üzerinde çalışma halinde ise bunun sonucunu her olasılık çerçevesinde karşılaması için hazırlıklı olması gerekir. Sn Çerkez’in Cumhurbaşkanlığındaki toplantıda izlenimi A, B veya C planlarının yapılmadığı doğrultusundadır. Ancak geçmişi de suçlayarak bir yere varılamayacağı da bir gerçek bugün ve sonrası için nelerin yapılması gerektiğini konuşmak gerekir. Ben, gerçekte Orams davasının bir fırsata dönüştürülebileceğini düşünüyorum, eğer siyasi çözüm bulunursa görüşmeler bir sonuca varırsa mülkiyetle ilgili başlıkta siyasi bir çözümle anlaşılmış olacak, bulunacak çözüm şekline halkımızda evet diyecekse ki masada ben bir anlaşmaya varılabileceğini gelişmeler doğrultusunda imkan vermiyorum. O zaman ikinci alternatif gündeme gelir ki KKTC’nin AB mevzuatı dışında bir devlet olarak devam etmesi demektir. AB oluşmadan önce Kıbrıs’ta Türk ve Rum’lar yaşamakta idi ve sorunların temeli 1920’lere dayanır iki toplumun var oluş mücadelesi bir asırdan da eskidir. AB’nin bakış açısı gibi 1974’te Türk askerinin” adaya gelmesi ile başlamadı.
Bu gerçeği dünyada savunabilme becerisini sağlayabilirsek başarılı olmamamız için gerekçe yoktur etrafımızdaki AB üyesi olmayan çok ülke var hem de RUM tarafının iş yamaya çalıştığı Müslüman ülkeler. Fırsatları siz yaratmalısınız sn Çerkez’de yabancı ülkelerde bulunan temsilcilerimizin çalışmalarının yeterli olmadığını vurguladı.
Ülke ekonomisinin daraldığını ve kamunun da gereksiz büyüklüğünden ve verimsizliğinden dolayı da bütçeyi tüketmekte olduğu bir gerçektir. Hükümetin kamu değişiklik yasasının doğru bir önlem olduğu Sayın Çerkez’de vurguladı. Özellikle farklı AB ülkelerinden örnekler vererek az üretenin az çok üretenin çok kazandığını dile getirdi ve bu değişen ekonomik koşullara geleceği kurtarmak için ayak uydurmamız gerekir dedi.
KKTC de özel sektör ve sanayi yatırımlarının daha da gelişmesi için vergi ve fonların indirilmesi gerektiğini vurguladı. Ülke ekonomisinin kuzey ve güney ekonomilerinin arasın da sıkışmış durumda olduğunu ve rekabet edebilmesinin güç olduğunu bundan dolayı önlemler kaçınılmaz bir gerçektir.
Hükümetlerin ciddi önlemleri almakta zorlandıklarını görüyorum bu da ülkenin küçük oluşundan kaynaklanmaktadır bunun altında da siyasi nedenler yatmaktadır ancak sürdürülebilir bir ekonomik yapının güçlendirilmesi için bazen de acı reçete kaçınılmaz olmaktadır.
Sonuç olarak ekonomilerde özel sektörün güçlenmesi ile sorunların aşılabileceği ve istihdam sorununun o oranda çözüme kavuşacağı gerçeğini unutmamak gerekir. Hükümetin özelde çalışacak KKTC vatandaşlarının sigorta primlerini yatırması sektöre bir rahatlama getirecek ve kısmen de istihdam yaratacak. Biz KTTO olarak hükümetin doğru yaptığı uygulamaları destekleyecek ve onları cesaretlendirmek için önerilerimizi her zaman gündemde tutacağız