Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti dünya üzerinde, tanımamış birçok ülke gibi sıkıntıları olan bir ülke. Dünyaya açılan tek penceresi, Türkiye olan KKTC, kurulduğu günden bu yana her yönüyle tartışılıyor. Hatta biz Kıbrıslı Türkler dahi 27 yaşındaki Cumhuriyetimizin meşruluğunu zaman zaman tartışıyoruz. Son zamanlardaki tartışma konularından biri de KKTC bayrağı. Tartışmayı başlatan Rum lider Hristofyas.
Hristofyas’ın KKTC bayrağı ile ilgili sözleri, günlerce tartışıldı. Şüphesiz, her KKTC vatandaşı bu durumdan rahatsız olmuştur. Hele de iki taraf arasında müzakereler devam edip, Kıbrıs sorununa kalıcı çözümü bulma adına çabalar sürerken. Niyetim kesinlikle uç düşünceleri veya milli duyguları rencide etmek değildir. Ama çözüm çabaları sürerken, daha önemli sorunlara odaklanılmalı diye düşünüyorum.
İnsanlar, toplu olarak yaşamaya ve yerleşik düzene geçmeye başladıkları yıllardan itibaren, temsiliyetlerini ve var oluşlarını gösterebilmek için bir objeyi, yani bayrağı kullanmaya başladılar. İlk bayrağı hangi milletin kullandığı tam olarak belli olmamakla beraber, Mısırlıların kullandığı güçlü bir ihtimaldir. KKTC bayrağının dizaynı,7 Mart 1984 tarihinde KKTC Meclisi tarafından onaylandı. Ve KKTC temsilciliklerinin olduğu yerlerde KKTC’yi temsil ediyor. Bu temsiliyet tabi ki zordur. Çünkü bu ülkede yaşayan bizler gibi bayrağımızda dünya üzerinde tanınmıyor. Cumhuriyetimiz gibi bayrağımızda yıllardır tartışılıyor. Son günlerde, KKTC bayrağı yine tartışma konusu, bu tartışma bayrağımızın Beşparmak dağlarındaki dizaynı ile ilgili. Tartışma, yazımın başında da belirttiğim gibi Rum yönetimi başkanı Hristofyas ‘ın KKTC bayrağı ile ilgili sözleri ile başladı. Konu bizim içimizde de tartışılıyor. Zaten bu bayrağın Beşparmaklara ilk yapıldığı zamanlarda, daha sonra, ışıklandırılması sırasındada bolca tartışılmıştı. Beşparmak dağlarındaki bayraktan, Rum toplumunun rahatsızlığı bilinen bir gerçek. Bu konuyu AB’ye taşıdılar ve çevreye zarar verdiği gerekçesi ile şikâyette bulundular. Tabi ki cevap almaları gecikmedi.

AB’nin genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn Beşparmak dağlarındaki, KKTC bayrağının çevreye zarar verip vermediğini araştıracağını söyledi. Adada ki tüm olumsuzluklar giderildi, AB’nin Kıbrıslı Türklerin insanca yaşaması için üzerine düşenleri yaptı, verdiği sözleri tuttu ve sıra Beşparmak dağlarında bulunan KKTC bayrağına geldi. Rumların rahatsızlığına, bu duyarlılığı gösteren AB demek ki istese daha neler yapabilir.

Önceki akşam Metehan sınır kapısı ile başkent Lefkoşa’nın çeşitli yerlerine giden yolları birbirine bağlayan çemberden, sivil savunmanın yeni binasına doğru giderken, Beşparmaklarda uzanan KKTC bayrağına her zamankinden daha dikkatli baktım. Acaba dünyanın hangi ülkesinde, üstelikte sadece dışta değil kendi içinde bile hangi bayrak bu kadar tartışılıyor. Ortada Kıbrıslı Türklerin temsiliyetine yapılan bir haksızlık vardır. Bu noktada yorumu yine topluma bırakıyorum.