Kıbrıs Türkiye için bir engel mi?

Türkiye, son yıllarda özellikle dış siyasette, önemli ilklere imza atmıştır. Bu konuda AKP hükümetinin, küçümsenemez bir başarısı söz konusudur.

Türkiye, son yıllarda özellikle dış siyasette, önemli ilklere imza atmıştır. Bu konuda AKP hükümetinin, küçümsenemez bir başarısı söz konusudur. Ama yinede özellikle, AB’ye tam üye olma adına Türkiye istediği noktaya bir şekilde gelemiyor. AB üyeliği yolunda, Türkiye önemli ülkelerden destek alıyor, fakat bu destek sözde kalıyor. Türkiye’nin AB üyeliğinde önüne konan şartlar, iç dinamitlerinde azınlık hakları, AB müktesebatına uyum yasaları olarak özetlenebilirken, aslında esas konu Kıbrıs konusunda içinde bulunulan durum. Ve buna bağlı olarak, Rum yönetimine limanları açılmaması. Peki, Kıbrıs sorunu sadece Türkiye için bir engeli mi? Bu noktada Kıbrıs sorunu çözülmeden, AB’nin Kıbrıs’ı tek taraflı bünyesine katması bir hata değil mi? Tabi ki hatadır. Hatta bunu kabul eden AB’li bürokratlarda vardır. Bu konuyu daha fazla uzatmaya mutlaka ki gerek yok. Türkiye’nin bundan sonraki süreçte AB üyeliği konusunda girişimleri sürecektir. Konuya bir başka açıdan bakmakta fayda var. AB üyesi ülkelerin vatandaşları Türkiye’nin AB üyeliği için ne düşünüyor?
Türkiye’nin olası bir AB üyeliği söz konusu olduğunda üye ülkeler bu üyeliği oylayacak. Tutum olarak çok katı ülkeler var. Mesela, Almanya ve Fransa. Bu ülke insanları, Türkiye ve Türk insanını dinsel yönden tutucu, kültür yönünden gelişmekte olan, özgürlükler bakımından da henüz istenilen düzeyde olmayan bir toplum olarak görüyor. Bu konuda bir araştırma yapıldı. AB üyesi 5 ülkede yapılan araştırmada ortaya çıkan sonuçlara göre insanlar Türkiye ile ilgili en çok İstanbul hakkında bilgi sahibi. AB üyesi Fransa, İngiltere, Almanya, İspanya ve Polonya da yapılan bu araştırma kapsamında Türkiye’nin, AB üyeliği konusu da araştırılmış. Ortaya çıkan sonuç ise oldukça çarpıcı, araştırmaya katılanların yaş oranı küçüldükçe Türkiye’nin AB üyeliği bu ülkelerde kabul görüyor. Katılımcıların yaş oranı büyüdükçe Türkiye’nin AB üyeliğine bakış açısı olumsuzlaşıyor. Yani gençler Türkiye’yi AB üyesi bir ülke olarak görmek isterken, daha yaşlı kesim ise Türkiye’nin AB üyeliğini onaylamıyor.
AB’nin Türkiye’yi içine kabul etmemesinin, Kıbrıs dışında tarihsel ve dinsel sebepleri de olabilir mi? Bu soruya Avrupalı liderler dahi açıkça cevap veremiyor. Fakat bazı uygulamalar AB’ye “Hıristiyan Kulübü” suçlamasının yapılmasında haklılık payı olduğunu ortaya çıkarıyor. Ve çok küçük bir örnek; 2009 yılının Aralık ayında AB, Balkan ülkesi olan Sırbistan, Makedonya ve Karadağ’a vizesiz, AB ülkelerinde dolaşım hakkı verdi. Düşünün ki Türkiye bu ülkelerle kıyaslanamayacak bir konumda ve AB üyesi olabilmek için 50 yıldır mücadele ediyor. Türkiye’nin AB üyesi bir ülke olmasını, vatandaşlarının refah düzeyinin en üst noktalara çıkmasını, özgür, medeni, insan haklarının ve hukukun üstün olduğu bir ülke durumuna gelmesini ve bu yolda atılacak adımları en çok kimler destekler, tabi ki aydın kesim, yani yazarlar, şairler, sanatçılar, bakın Türk edebiyatının yetiştirdiği en önemli değerlerden bir olan, Sayın Orhan Pamuk Türkiye ve AB ile ilgili kısaca ne söylemiş “Avrupa Hıristiyanlığa dayanırsa, Türkiye Avrupa’nın parçası olmaz”. İşte Türkiye’nin en önemli yazarlarından biri olan, Sayın, Orhan Pamuk böyle bir tehlikeyi sezerek, anlamlı bir uyarı yapıyor. Türkiye, AB için elbette çok önemli bir ülkedir. Türkiye’nin AB üyeliği yasalarla anlaşmalarla olacaktır mutlaka, karşılıklı çıkarlar birbirinden, faydalanmalar bu ilişkinin temeli olacaktır. Ama en başta her iki tarafında çıkarları düşünülmeli. Ve atılacak ilk adım da kafalardaki duvarların yıkılması olmalıdır.
Bu haber 603 defa okunmuştur

:

:

:

: