Yeşilırmak kapısı

Kıbrıs’ta yaşayabilir, her iki toplumun çıkarlarını koruyabilecek bir anlaşmanın hayat bulması, adada yaşayan herkesin ve ilgili tüm ülkelerin ortak arzusu.

Kıbrıs’ta yaşayabilir, her iki toplumun çıkarlarını koruyabilecek bir anlaşmanın
hayat bulması, adada yaşayan herkesin ve ilgili tüm ülkelerin ortak arzusu. Bu düşüncemden en ufak bir şüphem yok. Bu noktada, her zaman üstünde durduğum bir konu var. O da öncelikle her iki toplumun birbirine güvenmesinin gerekliliği. Peki, bu güven nasıl sağlanacak. Tabii ki görüşerek, paylaşarak, birbirini anlamaya çalışarak. Birbirlerinin çekincelerine, korkularına, isteklerine saygı duyarak. Uzun yıllar, iki toplum arasında ki temaslar yöneticiler düzeyinde ve genel olarak Kıbrıs dışında sürdürüldü. Birey ve genelde toplum olarak temaslar başlayalı açılan sınır kapılarının artması ile belli bir ivme kazandı. Karşılıklı geçişler ikili ilişkileri geliştirirken, her iki tarafa ekonomik katkıda sağlıyor. 23 Nisan 2003’de Kıbrıs’ın her iki tarafına da, serbest geçişleri sağlayan karar uygulanmaya başlandı. O güne kadar, iki taraf arasında geçiş için kullanılan Ledra Palas ve Beyarmudu kapıları vardı. Beyarmudu sınır kapısını kullanan Türkler önce Dikelya İngiliz üssüne ulaşmakta daha sonra güneye geçebilmekte. Ledra Palas kapısı ise yaya geçişler için kullanılıyor. Lefkoşa da araçlarla geçişlere Metahan sınır kapısı imkan sağlıyor. Gazi Mağusa da İki Buçuk Mil sınır kapısından da güneye geçiş yapılıyor. Beyarmudu sınır kapısında olduğu gibi, İki Buçuk Mil sınır kapısı da önce İngiliz üslerine çıkıyor. Daha sonra Rumların yaşadığı yerlere ulaşma imkanı var. Bu önemli düzenlemelerden sonra adada bölünmüşlüğün ilk başladığı yer olan Lokmacı kapısı geçişler için hazırlandı. Bu kapının diğer kapılara oranla önemi biraz daha farklı.
Bu noktaya Lefkoşa’nın kalbi demek mümkün. Lokmacı kapısı direkt olarak,
Kıbrıs adasının başkenti, Lefkoşa’nın en işlek, en canlı yeri olan Uzun Yol’a ulaşım sağlıyor. Burayı her yıl birçok yabancı turist ziyaret ediyor. Önemli birçok alış veriş merkezi bu noktada bulunuyor. İstediğimiz seviyede olmasa da bu olanaklar ülke ekonomisine ve tanıtımına katı sağlıyor. Bana göre maddi kazançtan çok olumlu imaj kazanımımız olması bizim için daha önemli. Kapıların bir önemi de güney Kıbrıs’ta çalışan vatandaşlarımızın güneye geçişlerini kolaylaştırması. Batı bölgesinde yaşayıp güney Kıbrıs’ta çalışan veya herhangi bir sebepten güneye geçiş yapmak isteyen insanlar, oldukça zahmetli bir yol izlemek zorundaydılar. Bu bakımdan Güzelyurt bölgesinde bir geçiş noktası açılması düşünüldü ve sonuç olarak Bostancı sınır kapısı bu bölgede geçişlere açıldı.
Sınır kapılarında zaman zaman gerginlikler ve olumsuzluklar yaşanıyor. Özellikle İngiliz üslerinin olduğu bölgede. Bunlarında erken zamanda çözülmesi gerek, bu ülkenin gerçek sahiplerinin adanın herhangi bir bölgesine rahatça gidebilmeleri esas olmalı. KKTC 2. Cumhurbaşkanı ve Rum lider Hristofyas’ın Kıbrıs sorununa çözüm bulma adına yürüttükleri müzakerelerin 34. randevusunda bize göre “Yeşilırmak” Rumlara göre “Dillirga” bölgesinde bir geçiş kapısı açılması yönünde bir karar üretilmişti. Bu karar doğrultusunda çalışmalar başladı. Bu çalışmalar belli bir olgunluğa erişti. Fakat bana göre oldukça anlamsız bir tartışma bu girişime gölge düşürdü. Yapılacak olan yol çalışmalarının bazı arazilerden pay alacağı ve bu arazilerin sahiplerinin itirazda bulunması. Bu itirazın bu günkü boyutlara taşınması bize yakışmadı. Arazi sahiplerinin mutlaka haklılık payı vardır. Ama bu noktada, Kıbrıs’ta yaşayan herkese fayda sağlayacak bir girişime destek vermek de herkesin görevidir. Annan planına evet derken yıllardır yaşadığı evinden ayrılmayı göze alan insanlar, bu kararı ileriyi düşünerek vermişti. Önemli olan günlük kazanımlar değil, ileriye taşınacak kazanımlara destek vermektir. Bu konunun çözümlenmesinde devlete de önemli görevler düşmektedir. Eğer ki devletsek ve bulunacak bir çözümün, ortağı olacak olan bir yönetimsek bu konuyu bir an önce çözmeli ve bu bölgede yürütülen çalışmalara gölge düşmesini engellemeliyiz.
Bu haber 514 defa okunmuştur

:

:

:

: