Televizyonculuk

Bugün ülkemizde çok sayıda televizyonumuz dünyaya sesini duyurmaktadır.

Bugün ülkemizde çok sayıda televizyonumuz dünyaya sesini duyurmaktadır. Sayısız program yapımcımız, yayın müdürlerimiz var. Bu konu inanılmaz derecede hassaslık, duyarlılık ve bilgi isteyen bir konudur. Kendi içimizde çok bilgili insanımız var ama ne yazık ki televizyonlarımızın bazıları maddiyatı göz önünde bulundurmaktadır. Daha doğrusu maddiyat televizyonlar için öncelikli plan olmuş, kim sponsor bulursa o kişiye program yapılmıştır.
Program yapımcılığı bilgi ister, görsellik ister, diksiyon ister, gelen konukları çok iyi bir şekilde ağırlamak ister. Gelen konuklar kendi evinde gibi rahat ettirilmelidir. Program yapımcısının ses tonu çok iyi olmalı ve sesi kulağa hoş gelmelidir. Yapılan programlar yarışır derecede olmalı televizyonlarımızın görevi tanıtıcı, eğitici, eğitici ve örnek olmalıdır.Bu konu mecliste de tartışılmalıdır.Bir an önce sponsorluk yasası ciddiye alınmalı sanatçılarımıza,program yapımcılarımıza bu işleri bilen kişiler olarak desteklenmelidir.Bir kaç gün önce bir televizyonun her zaman olduğu gibi canlı yayınına katıldım.İstem dışı konular açıldı.Her zaman savunduğum bir tez vardır.Sanat,sanatçı evrenseldir.Bugün ülkemizdeki otel zincirlerinde sayısız eğlenceler yapılmakta Türkiye'den sayısız sanatçı gelmekte peki neden Kıbrıslı sanatçılarla harmanlanıp astronomik fiyatlar verilirken ve hiçbir vergi ödemeden ülkelerine dönen bu sanatçılara kimse neden sesini çıkartmıyor.Bir çok yardıma muhtaç derneklerimiz vardır.Örneğin kanserle savaş, talasemia, ortopedik engelli insanlarımız vergilerini ödemeyen bu sanatçılar az da olsa bu dernek ve yardıma muhtaç insanlara yardım edebilirler. Sayın büyüklerim burası bir ülke mi yoksa bir şehir mi? Şehir ise neden bu bakanlıklar kendi vatandaşlarımızın haklarını sadece sizler koruyabilirsiniz. Sizler koruyamazsanız biz sanatçılar, bu işe gönül verenler kenetlenip Türkiye Cumhuriyeti ve Avrupa'dan destek isteyelim. Bir köşe yazımda bu konuyla ilgili şunu belirtmiştim. Ülkemizde bir çok üniversite olmasına rağmen ne yazık ki bir konservatuar bölümü yoktur.Böyle önemli bir konuyu Kültür Bakanlığının derhal ele alması gerekir. KKTC'de kendi insanımızı TC'den gelen biri birinden değerli hocalar, müzik adamları ile bir araya getirip okullarımızda biri birinden değerli müzik insanları yetiştirilmelidir. Gençlerimizin buna ihtiyacı vardır. Şu küçücük adada yapılacak çok güzel işler var yeter ki gönül gönüle verelim aşamayacağımız iş yoktur. Her şey her yol sevgiden geçer. Sevgi salgılandığı yerde mis kokulu çiçekler biter. Yollar genişler uzar da uzar. İnsanlığın birbirine karşı anlayışı, sevgisi, saygısı, paylaşımı olmadıktan sonra hayatın ne anlamı vardır. Bugün Malta'yı ele alacak olursak küçücük bir ülke ama sanatçıları dünyaya meydan okumakta. Ben de yürekten şuna inanıyorum kısa zamanda bizler, hak ettiğimiz yere geleceğiz ve bütün bu olumsuzluklar son bulacak.

Sizi seviyorum...

Bu haber 3405 defa okunmuştur

:

:

:

: