Güzellik mi cazibe mi?

Yoldayım... En büyük zevkim, seyir halindeyken radyo dinlemek. Kanalları gezerken hoşlandığım müzikleri yakalıyorum. Bazen de tatlı sohbetler oluyor. Evet, işte hoş bir konuşma, yumuşak bir ses tonu... Sizi ikna edici hem de... Sunucu güzellikten söz ediyor.

Yoldayım... En büyük zevkim, seyir halindeyken radyo dinlemek. Kanalları gezerken hoşlandığım müzikleri yakalıyorum. Bazen de tatlı sohbetler oluyor. Evet, işte hoş bir konuşma, yumuşak bir ses tonu... Sizi ikna edici hem de... Sunucu güzellikten söz ediyor.
Güzellik kavramı insanın varoluşundan başlamış olmalı. Yoksa Adem’le Havva’dan beri mi demeliyim. Güzellik konusuyla daha çok kadınların ilgilendiği söylenir ama bence erkek gözü de denetleyicisidir. Kadın, erkeğe güzel görünme amacındadır. Bir dergide okumuştum, aslında kadının makyajını, elbisesini, ayakkabısını ya da çantasını farkeden diğer bir kadındır. Bu işten anlayan odur. Ne var ki amaç erkeği cezbetmektir yine de.
Hani doğadaki tüm hayvan türlerinde erkek daha gözalıcı, dikkat çekicidir ama insanda bu tersinedir. Tavus kuşunun erkeği kocaman kuyruğunun harika görüntüsü, salına salına yürüyüşüyle inanılmaz muhteşemdir. Ördeklerde erkek ördek suna, divan şiirinde sevgili yerine mazmun olarak kullanılır.Erkek aslanın yeleli, heybetli görüntüsüne inat dişisi oldukça sade ve hatta biraz siliktir. Her neyse... Biz, tekrar güzelliğe dönelim isterseniz.
Yapılan araştırmalar, güzelliğin her ne kadar göreceli olduğunu da ortaya koysa insanı derinden etkilediği muhakkak... Örneğin, öğretmenler not verirken, alımlı, güzel ya da yakışıklı buldukları öğrencilerine biraz daha fazla not veriyormuş. Bir iş yerinde hata yapanlar arasında yapılan araştırmalarda, amirlerin güzel ve hoş olanlara karşı daha hoşgörülü davrandıkları; trafik polislerinin ve mahkemelerde hakimlerin bile hoş, sempatik ve güzel olanlara karşı cezaları daha az verdikleri ortaya çıkmış.
Demek ki elde olmadan güzele bir meylimiz var. Bu eminim genlerimizde var ve kararları da beyin verdiğine göre, güzellik karşısında ciddi anlamda etkileniyor. Aslında bir resim sergisinde, elbette göz zevkimizi okşayan tabloyu en güzel buluyoruz. Müzik dinlerken yine öğrendiğimiz kriterlere göre seçimler yapmamız son derece doğal... Hepimiz her konuda durmadan güzeli aramıyor muyuz?
Gelelim, atalarımızın dediği “Güzel yüze kırk günde doyulur, güzel huya kırk yılda doyulmaz.” sözüne... Elbette, sizin seçtiğiniz en güzeldir ve o en güzel aynı güzel değildir. Hani Mecnun’a dayısı Leyla’nın pek de güzel olmadığını ima edince “Sen onu bir de benim gözümle gör.” demiş ya...
Elbette güzelin ilk dikkat çeken özelliği, boyu bosu, çekiciliği... Daha sonra, onu tanıdıkça ortaya çıkan çirkin huyları, olumsuz özellikleri bizi ondan uzaklaştırabilir. Bu da işin ikinci adımı... Ne var ki günümüzde güzellik adına her gün yeni bir şey keşfediliyor biliyorsunuz. Yaşlanmayı önleyici vitaminler, estetik ameliyatlar v.s. Tüketim mekanizmasının en önemli aracı kadın zaten. Ne satmaya kalkarsanız kalkın, kadını kullandınız mı tamam, şıp diye satılıyor. Ev, araba, televizyon... Gerçi son yıllarda çocuklar daha ön plana geçti sanki...
Yine de güzellik ile cazibeyi tartışmalıyız sizinle... Cazibe, sizi çekici kılan tarafınız... Kültürünüz, konuşma tarzınız, yürüyüşünüz, giyiminiz, yaşam biçiminiz ve hayata bakış açınızdaki düzgünlük... Güzellik kalıcı değil, cazibe ise kaç yaşında olursanız olun, hep sizinle... Ne güzel değil mi? Çeşitli yaş gruplarındaki erkeklerin, kendilerinden yaşça büyük oldukları halde cazibeli kadınların peşinden koştukları bir gerçek...
Cazibeli kadınlara bakın. Tek tek incelediğinizde mükemmel görünmeyen tarafları olabilir ama, bütünüyle havalıdırlar, dikkat çekicidirler, kendilerine baktırırlar... El uzatışları, zerafetleri, bir baş çevirişleri, gözlerinizin içine bakışları farklıdır... Onları dinlemeye doyamazsınız... Kocaman bir salonda bakışları üstlerine çekmeyi başarırlar.
Haydi hanımlar, cazibe denemelerine ne dersiniz?...

Bu haber 3052 defa okunmuştur

:

:

:

: