Son günlerin en çok konuşulan olayları hükümet icraatları ve kamu reformu adına alınan ekonomik önlemler, kendi kendimize yeter olma çalışmaları. Sn İRSEN KÜÇÜK hükümetinin en cesur icraatları bunlar olsa gerek çünkü gerçekten siyaseten risk alınması gereken konular bunlar, ancak doğru her zaman bir tane sistem tıkandı.
UBP hükümeti cesur kararlar almak için kolları sıvadı ve almaya başladı, kamu reformunu CTP hükümeti uygulamada çekimser kalınca erken genel seçime gitti.

UBP tek başına iktidar olarak göreve geldi, EROĞLU hükümeti birçok önlem aldı ancak Cumhurbaşkanlığı seçimleri ve yerel seçimler alınacak önlemlerde siyasetçileri her zaman olduğu gibi yine yavaşlattı. Ancak KKTC deki sistemin sürdürülebilir olmadığını aslında herkes biliyor ancak önlem almaya adım atıldığı an sendikalar korkulu rüya oluyor. AB standartları gündeme gelince sözlü destek var uygulamaya gelince işimize geldiği gibi davranıyoruz. Peki ülkemiz kaybediyor mu? Sürdürülebilir bir yapımız var mı? Dünya bankası araştırma raporlarına göre doğru bir yapı oluşturabildik mi?
Bu soruların cevaplarını doğru verecek olursak yönetimler olarak sınıfta kaldık demekle abartmış olmuyoruz.

Değerli okurlar geleceğimizi düşünüyorsak başlama zamanı geldi ve geçiyor. Birçok kuruluş doğru yönetilmediği için bugün zor durumdalar KTHY bunlardan yalnızca bir tanesi, oradaki yönetim şeklinde hava sen sendikası ilk soruyu kendine sormalı çünkü çalışanlardan sendikanın tutumunu ve duruşunu eleştirenler var. Gerçekler acı da olsa kabullenmek zor da olsa kaçınılmaz oluyorlar, önemli olan bu noktaya gelmeden önlem alınmasıdır. Ben her zaman savunuyorum bu tür kuruluşlar kar etmese bile yaşayabilmeleri için bilanço sonucunda yıl içerisin de zarar etmemeleri gerekir, bu sonuç hedef olmalı idi. İktisadın gerçek kuralının kriteri olan bu hedeften şaşmamış olmuş olsalardı bu gün bu sıkıntılar yaşanmayacaktı hükümet de önlem almak zorunda olmazdı.

Hani bir söz var söyleyene değil söyletene bak, bu durumlara gelindi ise kusursuz kimse yok zamanın da önlem almayan yöneticiler, geleceği hesaplayamayan sendika yöneticileri ve gelinen durum sürdürülemez bir yoldayız.

Reform ve önlemler geleceği sağlama almak için AKP hükümet öncesi sn KEMAL DERVİŞ İMF ile birlikte TÜRKİYE için önlemler almadı mı? Ve bugün ekonomik kriz DÜNYA yı etkilerken TÜRKİYE rahat nefes alabiliyor ve verilere göre de büyüyor. O zaman korkmadan önlem almak şart yeter ki uzmanlarla doğru önlemler alınsın ve siyaset adına da kurulacak sistem bozulmasın tüm gerçek burada DEVLET özel bir teşebbüs gibi yönetilmeli.
Dünya değişiyor ayak uyduramaz şart, geçmişlerde kalırsınız o zaman işte yok olma tehlikesi kapınızı çalar. yok olan çok devletler var ondan başka egemenliğini yitirmişler ve başka devletlerin kontrolündeler faturayı ödeyen yalnızca halklar oluyor.

Belki çok genellemeler yaptım ancak geleceği hesaplamak doğmamış çocuklara borcumuz yaşanabilir bir yapı kurmak da beceri ve sorumluluk.
Ben hükümeti alacağı önlemlerden dolayı destekliyorum yanlış yaptığı yerde de ikazımı yaparım.

Bu son günlerde erken seçim sesleri çıkmaya başladı, yine dar siyaset anlayışı bu olsa gerek. KKTC NİN erken seçime mi ihtiyacı var ne değişecek ekonomik önlem almayı ertelemek mi gerekir, sırf bazı sendikalar rahatsız oldu mu diye doğru yaklaşım sokaklarda eylem yapıp TİCARET ODASI gibi bir kuruluşa ki AB ile ilgili KKTC’NİN birçok projesini takip ediyor yumurta ve domates atmak mı?

Muhalefet mecliste olası bir anlaşma da tüm Devletin yapısını güçlendirecek önlemleri almada Hükümete yardımcı olsa kazanan halk olmaz mı? daha etkin denetim için Devletimizin tüm organları devrede olmalı ve en önemlisi siyaset RANT yeri değil hizmet yeri olmalı.