Gelişen ve değişen zamana ve şartlara göre, siyaset kurumu da değişmelidir. Bu değişim, olumlu anlamda ve ileriye doğru olmalıdır. Bu değişim nasıl olur? Tabi ki, yeni fikirlerin, yeni düşüncelerin, yeni yaklaşımların ortaya çıkmasıyla. Peki, bu nasıl olacak? Elbette genç siyasetçilerin, siyaset arenasına çıkmasıyla. Genç siyasetçilerin, toplumun hizmetine yeni düşünceleri, yeni alternatifleri daha enerjik, daha istekli daha heyecanlı, birçok yeniliği getireceği kesindir. O halde ne yapılmalıdır? Genç düşüncelere fırsat verilmelidir. En büyük görev siyasi partilere ve topluma düşmektedir. Siyasi partiler yönetimlerinde genç isimlere yer verirken, toplumda gençlere güvenmeli ve fırsat vermelidir.
Siyasi partiler, yeni yüzleri, genç isimleri siyaset arenasına, halkın önüne çıkarmalıdır. Bu siyasi partilerin, siyaset kurumunun ileriye doğru ilerleyebilmesinin en önemli adımlarından biridir. Her şeyin, her yatırımın alt yapısından bahsediyoruz, eğitimde, sporda, sabır ve zaman isteyen her konuda olduğu gibi siyaset kurumunun da alt yapısı olmalıdır. Her siyasi parti öncelikle bir okul ve siyaset kurumunun alt yapısı gibi düşünülmelidir. Siyasetin ve siyasi partilerin, halka hizmet için bir araç olduğu, bir yerlere gelmek için bir amaç olmadığı bir İlke olarak kabul görmeli. Her siyasi partinin çeşitli kurumları, çeşitli kolları var. Gençlik kolları, kadın kolları gibi. Bu kollar, parti yönetimlerinde etkin görevler üstlenmeli. Bu kolların görevleri, sadece seçim zamanlarında ziyaretler düzenleyip, broşür dağıtmak, mitinglerde boy gösterip alkış tutmak olmamalı. Parti yönetimine öneriler sunmalı ve önerileri de parti yönetimlerince dikkate alınmalı. Parti olarak alınacak her kararda çoğunluğun iradesi aranmalı. Gerçek anlamda demokrasi, öncelikle demokrasinin savunucuları olan siyasi partilerde başlamalı. Siyasi parti başkanları, partinin sahibi gibi değil, söz konusu partinin temsilcisi olarak seçilmiş ve günü geldiğinde parti organlarının belirleyeceği yeni başkana görevini devredeceğini bilerek görev yapmalı. Ve en önemli nokta, bir başarısızlık söz konusu olduğunda önce siyasi parti başkanı olmak üzere parti yönetimi başarısızlığı kabul edip yeni oluşumlara yeni ekibe yol açmalıdır. Bu bizim ülkemizde bu güne kadar mümkün olmayan bir durumdur. Bu yüzdendir ki meclisimizde, siyasi parti kadrolarımızda otuz yılını siyasettin çeşitli kademelerinde geçirmiş siyasilerimiz vardır. Bu yüzdendir ki yeni oluşumlar fırsat bulamıyor.
Siyaset ve siyasiler dünyanın her yerinde en çok tartışılan en çok eleştirilen kurumun birer parçasıdırlar. Bu noktada siyasetçilerin bazı kriterlere tabi tutulması gerekli midir? Bu kurumun daha sağlıklı çalışması, daha rahat hizmet vermesi, daha yeni fikirler üretilmesi ve daha büyük kitlelere ulaşabilmesi için bir zaman düzenlemesi yapılabilir mi? Mesela, siyasi partiler, tabanlarının, delegelerinin temsilcileri olan yönetimleri ve parti başkanlarını belirli bir süre için görevlendirseler, görev süresi dolunca tekrar aday olamasalar. Ya da milletvekilliğine, bakanlığa böyle bir süre düzenlemesi yapılabilir mi? Böyle bir düzenleme demokrasiye aykırı mı? Bana göre böyle bir düzenlemenin yapılması durumunda kazanılacak artılar, eksilerden fazladır. En büyük faydası da siyasetçiye olan güvensizliği ortadan kaldırmak olacaktır.