Ben oldum olası politikayı hiç sevmem ama ne yazık ki yaşanması ve olması gerekir. Politikaya atılan herkes önce kendini tanımalı ve kendisiyle yüzleşmeli. Sonra ikili ilişkilerde ötekini anlamalı ve dinlemelidir. Her zaman savunduğum bir tez vardır. Akıl akıldan üstündür. Bir elin nesi var iki elin sesi var.

Politikacılarımız bir adım atarken en ince noktalara değinmek zorundadırlar. Bir bahçeyi yaratırken sadece ön cepheyi güzelleştirmemeli, önemli olan arka cephede de sanatsal bir ortam yaratmalıdır. Son günlerde Sayın Çalışma Bakanımız Türkay Tokel ve Sayın Maliye Bakanımız Ersin Tatar yapılanma ile ilgili atağa geçtiler. Kendilerini yürekten kutluyorum. Bu ataklar yerinde bir ataktır. Alınan kararlar güzel ama her zaman olduğu alınan bu kararlar arasında biz sanatçılar yine unutulmuş durumdayız.

Yazılarımda sürekli vurgulamaktayım. Vatanları vatan yapan sanat ve kültürdür. Sayın Maliye Bakanımız Ersin Tatar Yurtdışından gelen sanatçılar yıllardır astronomik fiyatlar alarak vergi ödemeden sanatlarını icra ediyorlar. Allah'a şükürler olsun Sayın Bakanımız vergilerini ödemek zorunda olduklarının beyanını verdi. Bu haber biz sanatçıları sevindirdi. Ben bir sanatçı olarak Sayın Başbakan ve kabinesine şunu sormak istiyorum. Hafta sonları bu tür eğlence yerlerine giderken yurtdışından gelen sanatçıları izlerken hiç mi içiniz sızlamıyor? Hani bizim sanatçılarımız nerde? Neden biz de o sahnelerden faydalanamıyoruz? Neden bizler de kazanamıyoruz? Bugün kendi yağımızla bin bir zorluklarla ürettiğimiz eserlerimizi gün ışığına çıkarıyoruz. Peki, siz değerli politikacılarımızın arabalarında evlerinde hangimizin CD’leri kısacası ürettiklerimiz vardır? Gazeteleri alıyoruz yurtdışından gelen haberleri, televizyonları açıyoruz. Yurtdışından gelen sanatçıları boy boy gösterircesine. Sayın Bakanlar lütfen uyanın. Bugün biz Kıbrıslı sanatçılar neden yurtdışında boy boy gösterilemiyoruz. Atv, Kanal D, NTV, Hürriyet, Sabah, Milliyet v.b. programlarda biz neden boy gösteremiyoruz. Haberimiz de çıkmıyor. Suçlu biz miyiz, yoksa siz misiniz? Burası bizim doğduğumuz büyüdüğümüz ve öldükten sonra gömüleceğimiz topraklardır. Bizleri görmemezlikten gelemezsiniz. Bu sizin boynunuzun borcudur. Ailenizi düşündüğünüz gibi bizleri de düşünmek zorundasınız. Sayın Çalışma Bakanımız Türkay Tokel'i de açıklamalarından dolayı yürekten kutluyorum. İşverenlerin iş yerlerinde yüzde otuz Kıbrıslı Türkleri çalıştırma zorunluluğu yaratacağını söyledi. Bu haberle bizleri de sevindirmiş oldu. Sayın Bakan Türkay Tokel'e de naçizane bir kaç sözüm olacak. Bu yüzde otuzların içerisinde engelli vatandaşlarımız da biz sanatçıları da yukarıda belirttiğim gibi unutmasınlar. Sayın Bakanım Türkay Tokel bu yapılan konserlerin arasında Kıbrıslı sanatçıların da yer alması gerekmez mi? Size düşen görev her yapılan etkinlikte Kıbrıslı sanatçıların da yer almasıdır. Bunun yanı sıra engelli vatandaşlarımızın da düşünülüp evlerine ekmek götürmeleri sağlanmalıdır. Bunu yaptığınız takdirde Sayın Bakan tarih yazacaksınız. Atatürk'ün de dediği gibi herkes her şey olabilir. Ama sanatçı olamaz. O kadar insanı kabul ediyor ki Sayın Başbakan ve kabinesi bir gün de biz sanatçıları makamlarında ağırlasınlar. Karşılıklı konuşalım bir yol bulalım. Sizler bizlere muhtaç bizler de sizlere muhtacız… Zor olmasa gerek insanların konuşa konuşa anlaşması. Bizler sizleri seviyoruz ki o makamlardasınız. Şimdi sıra sizde bizleri sevdiğinizi anca atacağınız adımlarla anlayabileceğiz. Atacağınız her adıma sevginizi katarsanız başarılarınız baki olur. Sizi seviyorum…

Vardığım her yere daha önce bir şairin uğradığını gördüm…
Sigmund Freud