Ulusal Birlik Partisinin 18. Kurultayının bu denli önemsenmesinin en büyük sebebi,
UBP’li delegelerin UBP yönetimine yani, Sayın Başbakana ve hükümet icraatlarına onay
verip vermeyeceği idi. Sayın Başbakan tabanından beklediği onayı, diğer bir değişle
güvenoyunu aldı. Bu güvenoyunun bundan sonraki gelişmelerde, daha rahat bir hareket
alanı yaratacağı kesin. Başbakan Sayın İrsen Küçük’ün daha önceleri yaptığı bir
açıklamada, hedefimiz 30 milletvekiline ulaşmaktır dediğini düşündüğümüzde bir
koalisyonun, bu bağlamda da TDP ile bir ortaklık kurulmasının oldukça yüksek bir
ihtimal olduğunu kabul edebiliriz. Bu yüksek ihtimal sonucu olarak da, kabinede bir
değişiklik yaşanması önemli bir olasılık.

Meclis aritmetiğinde 26 sayısı mutlaka önemlidir. UBP içerisinde, kurultay sürecinde
yaşananlar kalıcı izler bırakırsa ve bu durum kopmalara sebep olursa ki bu kopmalar
bakanlık bekleyen diğer vekillerin tepkisi şeklinde de olabilir, 26 sayısı Sayın
Başbakan için bir dezavantaj olabilir. Bu noktadan hareketle bir koalisyon
olasılığının, kabinede ve de özellikle sağlık bakanlığının değişmemesi anlamında da
bir gelişmenin yaşanması yüksek ihtimaldir. Şahsi düşüncem parti içerisinde bir kriz
yaşanmaması ve bazı dengelerin korunması adına beklenenlerden çok daha farklı bir
kabine değişikliği olabilir. UBP içerisinde milletvekillerinin bakanlık beklemeleri
doğaldır. Zaten bunu seslendirenlerde var. Partisinden istifa ederek UBP saflarına
katılan vekillerde var. Mutlaka onlarında beklentileri ayni yönde. Şu an ilk hedef
bütçe görüşmeleri. Muhalefetin tavrı belli. Koalisyon görüşmeleri yapılan TDP de
bütçe oylamalarında olumsuz oy kullanacak. Bizzat Sayın Çakıcının bu yönde açıkla
maları oldu. Yani ortada bir çıkmaz var. Sayın Başbakanı zorlu bir süreç bekliyor.
Hem parti içi dengeler, hem beklentiler, hem de yapılması artık mecburi olan
icraatlar şartları zorlayacak.


Parti içi demokrasinin gereği olarak, her hangi bir parti içinde, varılan her hangi
bir mutabakat yoksa gerekli şartları taşıyan herkes istediği göreve talip
olabilmelidir. Buna parti başkanlığı da dâhildir. Bu noktada, Sayın Tahsin
Ertuğruloğlu’nun Cumhurbaşkanlığı seçimi sürecindeki kararı da bana göre demokratik
hakkını kullanması anlamında doğrudur. Kurultayı beklenen şekilde atlatan ve önü
açılan UBP de sıra parti içi dengeleri sağlamaya geldi. Siyaset dünyamızın en
tecrübeli isimlerinden olan Başbakan Sayın Küçük bu gerekliliği ve bunun
zorluklarını mutlaka farkındadır. Özellikle Sağlık Bakanlığı konusunda ki burada
merak edilen, Sayın Kâşif’in durumudur parti içi dengeler açısından son derece
önemlidir. Her ne kadar bu bakanlıkla ilgili çeşitli isimler telaffuz edilse de
benim kanaatim bir değişikliğin yaşanmayacağı şeklindedir. Bunlar siyasete ve siyasi
hayatımıza yön verecek olayların elbette bir kısmıdır. Fakat bir gerçek vardır ki
yaşayarak öğreniyoruz. O gerçekte ticarette ve siyasette duygusallığa yer yoktur.