Seyrüsefer ruhsatını yenilemeyenlere yasal işlem

Partizanlık veya Popülizm yapılmayan bir ülke var mı? Hepimiz için bu sorunun cevabı muhtemelen hayırdır. Partizanlık yaparak, insanları ve toplumu bölenler ayrımcılık yapanlar kadar bunu benimseyen bundan nemalanan da suçludur.

Partizanlık veya Popülizm yapılmayan bir ülke var mı? Hepimiz için bu sorunun cevabı
muhtemelen hayırdır. Partizanlık yaparak, insanları ve toplumu bölenler ayrımcılık
yapanlar kadar bunu benimseyen bundan nemalanan da suçludur. Birbirimizin nefes
alışlarını bildiğimiz bu memlekette, partizanlığın hele bu zor zamanda, hele bu
günlere gelene kadar türlü sıkıntı çekmiş bu halka yakışmıyor. Siyasetçiler,
hükümetler gelip geçicidir. Kalıcı olan olumlu ve yıllarca taraflı tarafsız herkesin
faydalanacağı işlere imza atmaktır. Bu noktada, bu yazıyı okuyan herkese şu soruyu
sormak istiyorum; toplum olarak nemelazımcı mıyız? Bu memlekette iktidarlar değişir,
insanlar işlerinden atılır. Yerlerine başkaları alınır. Sonra yine iktidar değişir
ve bu kısır döngü devam eder. İşinden atılanlar hak arayışına çalışa dursunlar, yeni
işe alınanlar halinden memnun ve ben işime parama bakarım anlayışı ile umursamaz,
nemelazımcı olur. Sıkça seslendirilen şu düşünce yerleşir akıllara bana dokunmayan
yılan bin yaşasın. Lütfen kimse alınmasın, yanlış anlamasın sadece biraz düşünsün.
Evet, toplum olarak biz nemelazımcıyız. Biz toplum olarak umursuzuz.

Bu ülkede kraldan çok kralcı var. Kıbrıs Türkü 1974’ten sonra hızla yozlaştı.
Yıllarca kabul edilmeyen, bazı gerçekler bu gün suratımıza adeta bir tokat gibi
vuruyor. Rum’un evini, arsasını, tarlasını, işyerini sahiplendik. Sattık , savdık.
Hatta kuzeyde bulduklarımızı yitirmekle kalmadık, güneyde bıraktıklarımızı da bir
şekilde elden çıkardık. Bu gün Türkiye hepsi sizin, bir çakıl taşı bile vermeyiz
denen bu mallar için dünya parası tazminatlar ödüyor. Şimdi geldiğimiz nokta aslında
1974’ten sonra başladığımız noktadır. Yani tekrar başa döndük. Bir tek farkla, artık
paylaşacağımız, Rum malı da kalmadı. Peki suçlu sadece biz, yani toplum mu? Elbette
hayır. Her şeyden bir haber, dünyadan uzak, yarattığı düzende gücün kendisinde
olduğunun farkında olmadan, gücünü seçtiği insanlara veren ve daha sonra bireysel
çıkarların peşine düşen nemelazımcı, umursuz bir toplum yaratıldı. Peki, bu durum
kimin işine geldi? Bu sorunun cevabını siz düşünün.

“Objektif” köşesi herkese açıktır. Bu güne kadar, bu köşeye kendime ait hiçbir
konuyu taşımadım.Fakat bir çok insanı ilgilendireceğini düşündüğüm bir konuyu bu gün
sizlerle paylaşmayı uygun buldum. Geçtiğimiz hafta, Maliye Bakanlığı Gelir ve Vergi
dairesi tarafından adıma bir zarf geldi. 31/10/2010 tarihinde seyrüsefer ruhsatı
sona eren motosikletim için bir ihbar yazısı. Unutmuşum, kış aylarında olduğumuz
için de pek kullanmıyorum. Ama tabi ki motosikletimin ruhsatını çıkarmalıydım. Ama
konu eşitlik ilkesi göze alınarak irdelenmeli. Böylesi bir uygulamaya şahsen ilk
defa tanık oluyorum. Gecikme faizi ile birlikte miktar, 41.85 TL. Bu gün ilk iş
olarak da vatandaşlık görevimi yerine getireceğim. Fakat bir vatandaş olarak sormak
istiyorum. Devlet bu kadar kötü durumda mı? 31/12/2010 tarihine kadar yükümlülüğümü yerine getirmezsem hakkımda yasal işlem başlatılacakmış, nedir bu yasal işlem yoksa hapis cezası mı var? Devlet aracıma el mi koyacak. Devlet katkısı ile Tahitive Hollywood gezisi yapılırken, ekonomik sıkıntılardan söz edilip yeni istihdamlar devlet kasasına alacaklı olarak yazılırken, hiçbir kaydı olmadan, hiçbir vergi ödemeden kazanç elde edenler sorgulanmazken, yeni makam araçları makam sahiplerini sunulurken devletin içinde olduğu zor durum akıllara gelmiyor mu? Bunların yanında bir başka konu daha var ki o daha da üzücü. Üç yıldır sonuç alamadığım bir
mücadelem var. Engelli insanların evlerine gönderilen özürlü yoklama belgeleri. Bu
zarfları bir şekilde zarflatamadık. Sebep, yetkililere göre personel azlığı ve
devletin zarf alacak parsı yok. Peki, devlet kendi alacağı için ihbar gönderecek,
personeli de zarfı da buluyorken kendi insanına yaptığı ayıbı, ayrımcılığı ortadan
kaldıracak gücü yok mu? Yoksa esas eksiklik niyet mi? Devletin, devleti
yönetenlerin nemelazımcı, umursamaz olduğu bu ülkede toplumun bu haline şaşmamalı.
Bu haber 569 defa okunmuştur

:

:

:

: