Nüfus ve Statüko

Bu ülkenin nüfus sorunu var. Bu bir gerçek. Aslında nüfustan çok, paylaşım konusu bu ülkenin esas sorunudur. Bu ülkenin imkânları, ortak paylaşım noktaları artık bu nüfusa yeterli gelmiyor.

Bu ülkenin nüfus sorunu var. Bu bir gerçek. Aslında nüfustan çok, paylaşım konusu bu ülkenin esas sorunudur. Bu ülkenin imkânları, ortak paylaşım noktaları artık bu nüfusa yeterli gelmiyor. Günlerdir tartışılan, eleştirilen ve bir muammaya dönen
konuyla ilgili henüz somut bir adım yok. Ortada sadece çeşitli görüşler var. KKTC
nüfusunun çok kalabalık olduğunu söyleyen de var, 600 bin hatta 800 bin olduğunu
söyleyen de var. Adanın Osmanlılar tarafından fethedildiği 1571 yılında, ada
nüfusu 150 bin kadarmış. Günümüze geldiğimizde, 2006 yılında yapılan nüfus sayımında rakam 265 bin olarak açıklandı. Bu açıklamanın üzerinden geçen dört yılda bu rakamın kat kat fazlası telaffuz ediliyor. Ve bu gün için gerçek nüfus rakamını belirleme adına herhangi bir girişim yok. Sadece devlet ciddiyetinden uzak tahminlere göre belirlenmiş rakamlar dilden dile söyleniyor. KKTC devleti nüfusunu dahi
belirleyemiyor.

Kıbrıs’ın kuzeyinde yaşayan insanların önemli bir çoğunluğu, sahip olduğu, yaşadığı
toprağı kendi malı olarak benimseyebilmiş değil. Her an yaşadığı yerleri terk etme
olasılığı, insanların aklının bir köşesinde yer etmiş durumda. Yıllar boyunca
kimseye yar olmamış, rahat yüzü bulmamış, kim bilir üzerinden kaç kavim, kaç millet
geçmiş bu topraklar hala daha huzur bulmadı. Bu noktada, içinde bulunduğumuz
süreçte Kıbrıs’ın güneyinde yaşayan Rum toplumu, kuzeydeki Türk toplumuna nazaran daha güvenli bir hayat yaşamaktadır. Bu güvenin esas önemi, geleceğe bakış anlamındadır. Güney Kıbrıs’ın nüfusu ile ilgili yapılan son açıklamalara göre
yerleşik nüfus 871 bin. Bu rakamın yaklaşık 200 bini yabancı uyruklu olduğu, bununda genel nüfusun %26.14 ‘lük kısmına tekabül ettiği yapılan açıklamalardan çıkan sonuç.
Bu açıklamaları dünya bankasının kalkınma göstergeleri de destekliyor. Yapılan
araştırmalar, kullanılan veriler neye dayandırılıyor bilemem, ama bizim ülkemizde
olduğu gibi günlük satılan ekmek âdetine göre bu nüfus oranlarını belirlemedikleri kesin.

Kim olursa olsun, siyasetçisi, işçisi, memuru, esnafı herkesin şikâyet ettiği
dilinden düşürmediği bir kelimedir “Statüko” bu kelimeden ve içerdiği anlamdan
kimse hoşnut değildir. Bu memleketin insanı nerden nerelere geldiğini ve esas
amacının ne olduğu unutmuş durumdadır. Kıbrıs Cumhuriyeti çatısı altında istediğini
bulamayan kuzey Kıbrıslılar, kurdukları yapı içerisinde kendi iradelerini
kaybettiler. Her zaman altını çizdiğim gibi bu ülkede “Statüko” bireyselliktir,
kişisel çıkarların, toplumsal çıkarların önüne geçmesidir. Statükoyu ortadan
kaldırmak isteyen hiçbir siyasi düşünce bunun önüne geçemediği gibi zamanla bu
çarkın bir parçası olmuştur. Bu konunun ülke nüfusuyla ilgisi var mı? Bana göre var.
Bu gün için ülkenin içinde bulunduğu durumdan memnun olmayan çok. Ama bunun yanında memnun olanlarda yok değil. Memnun olanlar bana dokunmayan yılan bin yaşasın görüşünü hayat felsefesi yapanlardır. Siyaset bu statükoyu körükler, bazı insanlarda bundan faydalanır. Mesela, nüfus olarak kalabalık olan aileler, içerdikleri oy sayısından dolayı siyasiler için daha bir önem arz ederler. Bu ailelerin üyeleri mutlaka devlet çalışanıdır.


Nüfusun artması, yeni vatandaşlar, yeni kimlikler, yeni taraftarlar demektir. Türk
halkının minnet duygusu, statükoyu yani var olan durumu devam ettirme amacını
besler. Bu noktada insanların cebine giren para, boğazından geçen lokma, insanca
yaşayabildiği evinin olup olmaması kimsenin umurunda değil. Bu durumla ilgili
toplumsal yanlış yok mu? Elbette var. Zaten esas konu bu.

Bu haber 636 defa okunmuştur

:

:

:

: