Kıbrıs’ı özlemek

Doğup büyüdüğümüz yerlerden, içimize çektiğimiz havadan, ayak bastığımız topraktan ne zaman uzaklaşıyoruz, işte o zaman acısı çöküyor ayrılığın... Burnumuzun direği sızlıyor...

Doğup büyüdüğümüz yerlerden, içimize çektiğimiz havadan, ayak bastığımız topraktan ne zaman uzaklaşıyoruz, işte o zaman acısı çöküyor ayrılığın... Burnumuzun direği sızlıyor... İnanılmaz özlüyoruz hem de özleyeceğimiz aklımızın ucundan bile geçmezken en küçük şeyleri, en önemsiz ayrıntıları bile hatırlamak öksüz koyuyor bizi... Gözlerimiz doluyor, dudaklarımız titriyor... 3-7 Aralık tarihlerinde İzmir’deydim, KIBATEK etkinlikleri için. Dolu dolu programın iki günü de Kıbrıs Türk Kültür Derneği’ne ayrılmıştı. Bir gece şiir şöleni yapıldı, ertesi sabah da İzmir’de yaşayan Kıbrıslı hanımlarla sohbet amaçlı bir kahvaltı, bana özel olarak programıma eklendi. “Şiir Şöleni” gecesi beni güzel sürprizler bekliyordu. 1998 yılında “Sevgileri Yarına Bırakma” isimli şiirimi Şaban Kalkan ile birlikte Bulgarca’ya çeviren İvan Doynov da aramızdaydı. Onu ilk kez görüyordum. O bence yürekli, kahraman bir şairdi. Bulgaristan’da şiirimin yayınlanması Yunanlılar tarafından protestolarla karşılanmıştı; çünkü KKTC adı kullanılarak yazılmıştı. Ama Sayın Doynov, hiç korkmamış, aldırmamıştı olanlara.... Üstelik şiirlerimin yer aldığı çeviri antolojisini bana armağan olarak İzmir’e getirmişti. Kitabı elinden alırken mutluluktan ağlıyordum. Gecede açılış konuşmasını yapan KKTC İzmir Temsilcimiz Uğur Umar da aramızdaydı zarif eşiyle... Yıllar önce TMK da öğrencim olmuş, kısa bir süre de Yakın Doğu Koleji’nde birlikte öğretmenlik yapmıştık. Gurur verici görüntüler... Bir öğretmen için mutlulukların en güzeli bu... İzmir Üniversitesi’nde de Kıbrıs Kültür Derneği’nde de yaptığım konuşmalarda büyük bir içtenlikle şöyle demiştim: “ Dünyanın cenneti şurası deseniz ve bana verseniz, ben istemem... Benim cennetim Kıbrıs’tır... Yasemin kokulu, portakal güneşli Kıbrıs...” Ben bunları söylerken vatanlarından yıllardır ayrı kalan (tatile gelmek bir şey değiştirmez.), İzmir’de yaşayan hanımların gözleri dolu doluydu. Kahvaltıda hep bir ağızdan Kıbrıs türkülerine eşlik ederken de dudakları titriyordu. Gerçek vatan, anılarınızın bohçasının olduğu yerdir. Çocukluğunuzun, gençliğinizin geçtiği yerdir. Sokaklarında oyunlar oynadığınız, toprağına uzanıp yıldızları seyrettiğiniz gökyüzüdür. İlk aşkınızı beklediğiniz köşedir, eline sıkıştırdığınız mektuptur. Bakışlarını unutamadığınız gözleridir. Zamanın külleri örtse de üstlerini, geriye kalanlar buruk ama yine de en tatlı anılardır. Ben orada tanıştığım yüreklerde özlem gördüm, hasret gördüm. Kendi kendime söz verdim, bu ülkeyi onların yerine de seveceğim. Sevgimi katlayacağım, onların sevgisi yerine de bu toprakları koruyup kollayacağım ve çoook seveceğim. O sabah kahvaltıda, sevgi dolu yüreklerini açan tüm Kıbrıslı hanımlarla, onların gönül dostları arkadaşlarına, Sayın Bedia Okan Hanımefendiye, Dernek Başkanı Suna Hanıma, etkinliğimiz için Ankara merkezden gelen Genel Başkan Ahmet Göksan’a yardımcısı Erol Ekenleroğlu’na sonsuz teşekkür ediyorum.
Bu haber 3031 defa okunmuştur

:

:

:

: