2011 zor yıl olacağa benzer

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için sürdürülen müzakereler çerçevesinde liderler bir araya geliyorlar ancak sorunun çözümü için yakınlaşma dahi olmadı şu güne kadar.

Kıbrıs sorununa çözüm bulmak için sürdürülen müzakereler çerçevesinde liderler bir araya geliyorlar ancak sorunun çözümü için yakınlaşma dahi olmadı şu güne kadar. Bundan sonra olacak mı diye düşünüyor tüm ilgili taraflar ve bu konu ile ilgilenen insanlarımız, sorunlar arttıkça Kıbrıs meselesi ikinci hatta üçüncü önem sırasına düşmektedir bu günlerde bunu hep birlikte yaşayacağız. Özellikle RUM lider sn HRİSTOFYAS hiçbir başlıkta ve özellikle görüştüğümüz mülkiyet başlığında hiçbir yakınlaşma sağlayamadık demektedir. Türkiye yetkililerini anlaşma istemedikleri için suçlamaktadır, görüşlerinde ve tutumlarında hiçbir değişiklik yapmamaktadır TÜRK tarafı diyor HRİSTOFYAS ve bu olumsuz gelişmeleri kendine göre BM ve AB de bildirdiğini açıkladı. Ancak görüşme masasında muhatap olduğu KKTC CB sn EROĞLU’dur bundan bahsetmekten özenle kaçınıyor bir defa sn EROĞLU’nu suçluyor ise elli kez de TÜRKİYE yetkililerini suçluyor.

Esas amacını çok iyi biliyoruz ki TÜRKİYE’Yİ suçlayarak DÜNYA kamuoyunu TÜRKİYE’ye yönelik kışkırtmak baskı yapılmasını sağlamak ve her zaman dedikleri gibi “Türk işkal” konusunu canlı tutmak ve sonlandırmak için mücadele etmektir. Bu görüşleri bize yeni değildir varsın böyle yapsınlar ancak işkal ettikleri KC bir ortaklıktır unutmamaları gerekir onlar bizim haklarımızı işkal ediyorlar bazı zamanlarda İNGİLİZ yetkililerin de dediği gibi KC iki taraftan oluşmaktadır bir taraf RUM tarafı ise diğer tarafta TÜRK tarafıdır.

BM de imza koydukları uluslar arası anlaşmaları sürekli ihlal etmekteler Kıbrıs da yeni bir federatif çözümle bir anlaşma için görüşmelere müdahil oluyorlar ancak üniter devlet olan KC de vazgeçemiyorlar, anlaşma olamamasının da esas nedeni bu RUM tarafı paylaşmaya hazır değildir. Türk askerinin Kıbrıs ta ki varlığı 1960 uluslar arası garantilere dayanmaktadır bunu da çok iyi biliyorlar ancak işlerine gelmiyor.

Neticede görüşmeler krize doğru yol almaya başladı ve bir yerde kopabilir, mayıs ayında RUM tarafı genel seçimlere gidiyor anlaşmak mümkün değil kriz olacağı ihtimali çok yüksek.

KKTC de UBP hükümeti 27 sayısı ile yoluna devam edeceğe benziyor koalisyon ihtimali çok düşük ve Hükümet daha birçok alınması gereken önlemleri gündeme getirecek, sendikalar eylemler konusunda yeni bir yol belirlemeye çalışıyor çalışanlar ile hükümet sık sık karşı karşıya kalacağına kesin gözle bakıyorum. Birçok alınması gereken ekonomik ve özellikle yapısal önlemler var özelleştirmeler gündemde ancak bir doğru var ki oda bazı kurumların mevcut şekli ile devam etmesi mümkün değildir bırakın ülke koşullarını DÜNYA koşulları bile değişmiştir.benim şahsi düşüncem bazı kurumlarımızın özelleştirilmesi konusunda farklı düşünüyorum halkımızın malı olan bu kurumlarımızın özele gitmesine karşıyım ancak çağdaş bir ekonomik yapıya kavuşmaları gerekir mevcut yöntem ile yönetilmeleri mümkün değildir çalışan da elini taşın altına koymalıdır.

Özellikle KIBRIS TÜRK KOOPERATİF MERKEZ BANKASI ortaklığı olan SÜT FABRİKASI işletmesi önümüzdeki haftalarda detaylı bir şekilde yazacağım çünkü onun içerisini en iyi bilenlerden birisiyim, bazı yatırımlar heba edilmemeli.

KKTC Meclisinde muhalefetin durumu 2011 çok daha sert tartışmalar ile geçecek bunun sinyalini aldım.muhalefet daha organize bir şekilde hükümeti eleştiri yağmuruna tutacak erken seçim dahi zorlaması yapılmaya çalışılacak. Bazı zamanlarda muhalefet sendikalar ile birlikte hareket etme yoluna gidecek ve hükümetin almaya çalışacağı önlemlerde engel olmaya çalışacaklar bunları yaşayıp göreceğiz. Yeni seçim sistemi tartışması daha da öne çıkacak. Ben şahsen BAŞKANLIK sisteminin tartışılması zamanının geldiğini düşünüyorum ve artık kuvvetler ayrımı ile yönetimin iş başına gelmesi gerekir diyorum, birçok kişinin işine gelmiyor olabilir biz yinede doğru gördüğümüzü yazıp söylemeye devam edeceğiz, bu böyle biline. 30 milletvekilinin çarşaf liste ile tüm KKTC den seçilmesi gerektiğini geri kalanının da temsili olarak bölgelere dağıtılması gerektiğini savunuyor ve savunmaya da devam edeceğim.

Olumsuz bir 2011 diye değerlendiriyor olabilirsiniz ancak olumsuz bir tablo değil sorunlu bir yıl ile karılaşacağımızı düşünüyorum gelecek yazılarımızda da neler fırsat olabilir diye değerlendirmeye çalışacağım.

ERKAN EĞMEZ
Bu haber 814 defa okunmuştur

:

:

:

: