Mısır’da şiddet dinmek bilmiyor,
kanımca 30 yıllık dikta rejiminde bulunan Mübarek gitmeyene kadar da halkın
öfkesi sona ermeyecek. Uluslar arası atom enerjisi eski başkanı geçen gün halk
önünde yaptığı açıklamada ‘’iktidarın sonunun 3 gün içinde geleceğini
‘’söylemesi ve yüz binlerce kişinin sokaklara dökülmesi, halkın artık Mübarek
yönetimini istemediğinin göstergesidir.
Yaşanan olayları Türkiye
açısından da değerlendirmekte fayda vardır. Yaşanan olaylar Türkiye’yi nasıl
etkiler? Türkiye’nin rolü ne olur? Vb… sorular akıllarda doğmuştur. Mübarek
yönetimin henüz çekilmediği Mısır’da
dini yönetimin başa gelmesi varsayımın ele alırsak; Mısır en büyük müttefiki
ABD ve İsrail’i kaybedeceği açıktır. Camp David ile başlayan ve Hamas’ı
terörist ilan eden Mısır’da yeni bir dini yönetimin inşası Batı ile ilişkilerin
sonu olacaktır. İran’ın bu bölgede etkisi artacak ve batı’ya karşı Mısır kendi
içine kapanacak ve Müslüman ülkelerle ilişkilerini geliştirme yoluna
gidecektir. Dini yönetimin iktidarda olduğu bir Mısır’ın Hizbullah ve Hamas’ın
etkin olduğu bir bölge olacaktır.Bu da asimetrik çatışmaların yaşanacağı ve
kaos ortamına haiz bir coğrafya doğuracaktır.
Türkiye’ye dönersek; Dini
yönetimin inşası varsayımdan yine yola çıkarsak, Batı nezdinde Türkiye’nin laik
imajına sahip olması coğrafyada daha da etkin kılacaktır. Çünkü, Batı ve Mısır
arasında köprü görevi
görecektir. Mısır ve batı ülkelerinin lokomotif devletleri arasında Türkiye’nin
arabuluculuğu ve ilişkileri geliştirme noktasında daha da etkin olacağı
açıktır. Türkiye’nin Jeo-stratejik önemi soğuk savaş döneminde ki önemine
kıyasen daha da artacaktır. Bu da Türkiye’nin bölgesel güç olma iddialarının
temelini daha da güçlü kılacaktır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘’One Minute’’
çıkışı ile Arap Dünyasında itibarı ve popüleritesi artmıştır. Öyle ki
Erdoğan’ın Lübnan ziyareti ve körfez ülkelerini ziyareti esnasında ki halkın
Erdoğan lehinde sloganlarını görmüştük. Arap ülkelerinde Erdoğan algısı ‘’
Müslüman- Demokrat- güçlü’’dür. Ayrıca Obama’nın Erdoğan’ı arayıp özetle şunu
sormuştur’’ Bölgede demokratik gelenekleri güçlü Türkiye’nin balarılı seçim
sonuçları elde ederek işbaşına gelmiş lideri’’ diye seslenen Obama sorusunda ‘’
Olayları nasıl yorumluyorsunuz’’ demesi ve Erdoğan’ın fikrini - düşüncelerini
öğrenmek istemesi de
bölgede ilişkilerine Türkiye’nin verdiği önemi göstermekte, ayrıca Obama’nın
Erdoğan’a bakışını ortaya koymaktadır. Başbakan Erdoğan’ın da konuya cevabı
özetle şöyledir’’ Biz istikrardan yanayız’’.
Erdoğan her seferinde Orta Asya,
Balkanlar, Orta Doğu, Orta Asya, Kuzey Afrika da ve bölge coğrafyasında
istikrar istediklerini dile getirmiştir. Buna en güzel örnek Lübnan’da yaşanan
olaylar sırasında sergilenen tavırdır. Türkiye’nin arabulucu ve istikrarsız
bölgelerde gösterdiği tavır sayesinde itibarı giderek artmaktadır. Yumuşak gücü(Soft
Power) sayesinde Türkiye’nin gelecek günlerde ekonomik-askeri ve siyasal açıdan
daha da güçlenerek çıkacaktır. Eksen kayması iddialarının da bu sayede ortadan
kalkacaktır. AB-Türkiye ilişkilerinin sorunlu olduğu bu dönemde olmazsa olmaz
müttefik olacak Türkiye’ye AB kapısı sonuna kadar açılması söz konusu
olacaktır.