Orta Doğu’da yaşanılan gerilim haftalardır devam etmektedir. Suriye’de yaşanan olaylar sadece Türkiye’de değil tüm dünya’da yakından takip edilmektedir. Çünkü konuya hakim olanlar bilirler ki Suriye’deki olası rejim değişikliği İsrail-Filistin-Lübnan ve İran dörtlüsünde gelecek yıllar için etkide bulunacaktır. Bugün yaşanlar coğrafyanın demografik yapısından ileri de geldiği söylenebilir. Hem de bunun yanında birçok sebep neden gösterilebilinir. Bugün ortada dolaşan bir söylentiye göre; Suriye’de İsrail ve İran’ın güç çekişmesi yaşandığıdır.
Söz konusu iddia hem geçmişle ilgili olup hem de coğrafyada gelecek için bu ülkelerin kendi geleceklerini sağlam taşlar üzerine inşa etme anlamına gelmektedir. Suriye’de bugün yaşananları saf bir mantıkla analiz etmemek gerekir. Çünkü ‘’Esad’’ rejiminin İran için ne kadar önemli olduğunu bilmekteyiz. Buradan yola çıkar ortaya bir iddia daha atarsak, Batı’nın İran’ın kuvvetini ve geleceğini bölgede sabote etmek için Suriye’deki rejimde değişiklik beklediğini söyleyebiliriz. Çünkü böylelikle hem Suriye-İsrail arasında büyük sorun teşkil eden GOLAN TEPELERİ sorunu çözülüp, Filistin sorununda Suriye’nin etkileri kırılacağı hesapları yapılmaktadır. Ayrıca bugün Filistin’de siyasi yaşamda Hamas ve El-fetih’in ortaklaşa seçimlere girecek olması da bölgede dengeleri etkileyecek başka bir unsurdur. Eğer İsrail bu kararı desteklerse Filistin’de İran’a göre daha da etkin yol kapacaktır. Eğer bu kararı desteklemez bölgede ki gelişmelerden nemalanmak isterse o da ayrı bir konudur. Onun hesaplamalarını kendilerine göre güzelce yapmışlardır.
Bugün Esad’ın Suriye’de halka karşı direnmesi diğer örneklerle kıyaslandığında bazı soruları kafalarda oluşturmaktadır. Benzeri olay Libya’da yaşanmış uluslar arası güçler (koalisyon güçler)bölgeye müdahale kararı almıştı. Bugün benzeri yaşanan olaylar zinciri Suriye ve Libya örneklerini yan yana getirmiş, koalisyon güçlerinin ne zaman Suriye’de müdahale edeceği sorusunu akıllara getirmiştir. Suriye’de yaşanan İnsan Hakları problemi de meselenin başka bir yönü. Esad yönetimi bazı çevreleri dinlemiş olacak ki halen direnmeye devam ediyor. Söz konusu müdahale beraberinde bir çok sorunu da getireceği doğru bir tespittir.
Suriye’de yaşanan olaylar kısacası sadece Suriye’nin sorunu olmaktan çıkmış, dış faktörleri de içine alan uluslararası bir sorun haline dönüşmüştür. Uzun hesaplamaların yapıldığı bu ülkenin geleceği bölge dengelerini çok etkileyeceğe benziyor. Seçim dönemine giren Türkiye’nin Suriye’de ki yaşanlara ilgi ve alakasının azaldığı şu dönem çok önem arz etmektedir.
‘’ÇILGIN PROJEYE’’
Başbakan Erdoğan’ın açıkladığı kanal projesi uygunluğu halen tartışılmaktadır. Kimisi olayın hukuki uygunluğunu kimileri çevreye ne gibi etkileri olacağını kimilerine göre de maliyet konusu tartışma bulmaktadır. Proje yap işlet şeklinde gerçekleştirilecek. Bunun maliyeti konusuna girmek benim alanım değil. Fakat anlatılanlar ve ortaya konulan veriler konuyu gayet net açıklığa kavuşturmaktadır. Bunların dışında benim dikkatimi çeken ise Yunanlıların eteklerini şimdiden ateş sarmış. Atina'da yayımlanan yüksek tirajlı Ethnos Gazetesi, ‘’Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, Karadeniz ile Marmara Denizi arasında kanal açılmasıyla ilgili projesinin, 'Türkiye'yi, Montrö Antlaşması'nın yükümlülüklerinden kurtararak, Orta Asya petrollerinin Akdeniz'e taşınmasında kontrolü tamamen kendine ait alternatif yeni bir yol açacağını' yazdı. Çılgın proje Yunanistan gibi diğer ülkeleri de Türkiye’de ki bazı çevreler gibi düşündüreceğe benziyor. Bakalım bu bunalımdan nasıl çıkacaklar hep beraber göreceğiz.