Suriye’de olaylar başladığında, B.Esat’ın ilk konuşmasından sonra herkesin içinden geçtiği gibi olayların duracağını ummuştuk. Sonuç olarak, B.Esat tarafından dün yapılan 3. konuşmanın arkasından Esat gidecek mi kalacak mı soruları sorulmaya başlandı.
Esat’ın reformları 3 ay sonrasına atması avam da ki güveni sarsmıştır. Esat’ın söylemleri, fiiliyata geçmedikten sonra hiçbir ifade etmemektedir. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün Suriye hakkında söyledikleri şu an için önemli bir çözüm olarak görülebilinir. Açıklamasına göre; ‘’çoklu parti sistemine geçiş şimdilik bir çözümdür’’. Esat’ın bugün reform yapması zor görünmektedir. Esat bugün yaptığı konuşma tam olarak bir stratejik manevradır. Zaman kazanmasın ötesinde başka bir anlam taşımamakta ya da ifade etmemektedir.
Esat yönetimi Suriye’de halk bakımından güvenini yetirmiş durumdadır. Buz dağının tepesinde sadece B.Esat’ın görünmesi, bunun içinde bulunan elit kesimin etkisinin tamamen göz ardı edilmesi yanlıştır. Esat ailesinin çevresinde bulunan kişiler hakkında internet’te ya da çeşitli ansiklopedik kaynaklarda bilgi bulmak şuan için zordur. Bugün Libya benzeri operasyon Suriye yapılır mı? Esat reform yapar mı? Soruları önemlidir. Esat 16 Haziran’da reform sözünü vermişti. Bunun arkasından birkaç adım atmıştı. Fakat burada yapılmak istenen muhalifleri susturmak içindi. Sokakta olanları vatan haini olarak tanımlanması reformları devam ettireceği fikrini soyut kılmaktadır. Esat’ın çevresinde Mahir Esat, Hafız Şevket ve Hafız Esat döneminden gelen elit kişiler göz ardı edilmemelidir.
Son zamanlarda medyada Mahir Esat hakkında çıkanlara bakarsak, M.Esat’ın sivillerin katledilmesinde büyük rolü üslendiği söylenmektedir. B.Esat bu kadar masum mu?
Medya’da bugün gösterilenler iyi polis - kötü polis tablosundan başka bir şey değildir. Muhalif grupların seslerinin yüksek olması önemli bir gerçektir. Fakat unutmadan söylemekte fayda vardır ki; Esat’ın Suriye’de azımsanamayacak kadar desteği vardır. Bu desteğin temellerine bakarsak, 2000’de başa geldiğinde Esat reformcu olarak halka sunuldu . Esat, 2000’de yaptığı konuşmalar ve tutuklulara karşı yaptığı konuşma umut verici olsa da 2001’de yapılanlar bu umutları çürütmeye yetti. Bugün ki sürecin nereye gideceği hakkında
kesin fikir beyan edemeyiz. Şöyle bir gerçek var ki büyük bir dinamiksel değişim var. Kimisi Uluslar arası aktörlerin etkinliğinden, kimisi de toplumsal dinamiklerden bahsediyor.
Kanaatimce, bugün yaşanların çoğu toplumsal dinamiklerden doğmuştur. Tabi ki de uluslar arası aktörlerin etkinliği yok saymakta yanlış olur. Soğuk savaş döneminden kalan Baas yapısının tasfiyesi daha sert yöntemlerde gerçekleşiyor. Bu Suriye ve İran gibi ülkeler de bu şekilde gerçekleşiyorken bazı ülkelerde daha da kolay, rahat, kansız gerçekleşmektedir. Türkiye’ de Ergenekon ve balyoz süreci Baas tarzı bir değişim ile sizce benzeşmiyor mu?
Bugün Suriye’de istikrarın gelebilmesini uluslar arası aktörlerin müdahalesine bağlamak yanlıştır. Bugün Libya’da kurulamayan istikrar örneği hepimizin kulağına küpe olmalıdır. Suriye’de çıkış olarak birkaç örnek verebiliriz. Birinci olarak, Çok Partili sistemin inşa edilmesi gerekmektedir. İkinci olarak Anayasal sistemin demokratik uygulamalar ışığında modern bir anayasayı temsil etmesi gerekmektedir. Üçüncüsü yeniden seçimlere gidilmesi gerekmektedir. Dördüncüsü Erkler ayrılığının daha da belirginleşmesi gerekmektedir. Tüm bu saydıklarımızın dışında daha birçok başlığı açabiliriz. Bu saydıklarımız sadece birer örnektir. Yarın Suriye’de yaşanacakları şimdiden yorumlamak ya da kestirmek doğru olmaz.