BM’nin Mavi Marmara hakkında basına sızdırılan rapor sonuçlarının ardından Türkiye dışişleri bakanlığından yapılan açıklamanın yankısı halen sürüyor. Ahmet Davutoğlu daha önceden belirttiğimiz gibi BM’nin vereceği karar doğrultusunda İsrail hükümeti ile ilişkilerinm seyrinin ne yöne gideceğini söylemişti.Ahmet Davutoğlu’nun BM raporunun basına sızmasından sonra İsrail veTürkiye’yi yakından ilgilendiren 5 maddelik açıklama gündeme oturdu. Bu maddelerden kısaca bahsedersek;
-Diplomatik
ilişkiler ‘’ikinci katiplik’’ noktasına çekilecek. Çarşamba gününe kadar elçilik
çalışanları merkeze
çekilecek.
-Askeri
anlaşmalar dondurulacak.
-Türkiye
D.Akdeniz seyrüseferi için gerekli önlemleri alacak.
-Türkiye
‘’GAZZE’’ye uygulanan ambargoyu kıracak
-Yerli
ve Yabancı Aktivistlerin hakları U.A aranacak.
Bu gelişmelere sebep olan olayı
kısaca hatırlarsak;İsrail komandoları 31 Mayıs 2010’da saat 00.30 sularında özgürlük
filosuna uluslar arası sularda baskın yaparak 9 Kişinin ölmesine ve 30
kişininde yaralanlamasına sebep olmuştur. İsrail ajanların gemideki yolcu ve
aktivistlere yaptıklarıda cabası…
Mavi Marmara olayı sadece Türk
vatandaşlarına karşı yapılmış bir gelişme değildir. Aksine dünya insalığına
yapılmış ve kabul edilemeyecek bir anti-humanist ve insanlık dışı
biruygulamadır.U.A sularda meydana gelen bu olayın dünya ülkeler ya da aktörleri
tarafından sineye cekilmesi vicdan muhasebesinin iflasının ilanıdır. Bazı
çevreler bu davayı neden Türkiye üstleniyor?
Bu Türkiye’nin devlet geleneğineaykırı değil mi? Ölenleri terörist diye
niteleyenlerin bile olduğunu söyleyenlere şahit olduk.Tüm bunlara tek bir cevap
var o da YANILIYORSUNUZ!
BM gibi
uluslar arası alanda büyük bir prestije sahip bir kurumun böyle bir gaflete
düşüp insalığın yanında cevap vermesi de utanç vericidir.Milletler cemiyetinin
devamı olarak görebileceğimiz BM’nin ileri ki günlerde meşhru temellerinin
zarar görebileceği kanatindeyiz. Zaten adil bir sistemin bulunmadığı BM
Güvenlik Konseyine birde verilen kararlar ve raporlar daha da BM’nin
inandırıcılığı ve yaptırım gücünü etkileyeceğe benziyor. Uzun yıllardır
tartışma konusu olan Güvenlik Konseyinde ki 5 daimi üyenin veto hakkı daha da
sorgulanır hale geleceği doğru bir kanaattir.
Türkiye
ve İsrail ilişkilerinin yarım asırdan fazladır sürdüğünü biliyoruz. Uzun dönemli
irdelendiğinde ikili ilişkkiler daha ılımlı ve sıcak geçtiğini biliyor. Hatta
ufak bir not eklemek gerekirse İsrail’i tanıyan ilk müslüman ülkenin Türkiye
olduğunuda söylemekte yarar vardır.Daha
önceki yazımızda bahsettiğimiz gibi israil’in kısa dönemde Türkiye ‘ye özür
dilemesinin söz konusu olmadığı deklare
etmiştik. Uzun dönemde ise sürecin anca türkiye’nin yumuşak gücünü
kullanarak özürün başka bir şekilde olacağını da belirtmiştik. Bazı siyasi
partilerden gelen açıklamalar Türkiye’nin savaşa gireceğini ve bu da Türkiye’nin
sonu olduğu … gibi verilen demeçler ve haberler doğruyu
yansıtmamaktadır.Türkiye askeri-siyasi veekonomik olarak son 10 yıl da gelecek
yıllara güven içinde giren devlet geleneğine haizdir.Buna benzer açıklamalar Türk
dış politikasını yakından takip etmeyenlerin vereceği türden bir açıklamadır.
Mavi
Marmara olayında tüm dünya ülkelerinin vicdanları ve hukuğun gereğini yerine
getirmesi insanlık içindir. Bu olayda ayrıca ekleyebileceğimiz diğer bir
dipnotta yahudi lobisinin iyi çalıştığının bir göstergesidir.