Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 2012 yılına yoğun bir gündemle başladı...
Olaylar o kadar hızlı gelişiyor ki bazen çok önemli konular arada kaynayıp gidiyor...
Ülkede yaşanan ekonomik sıkıntının, toplum üzerindeki izleri her geçen gün derinleşerek kendisini gösteriyor...
Mahkemelerde, alacak-verecek davalarının Kuzey Kıbrıs tarihindeki rekorları kırılıyor...
Neredeyse toplumun tamamı borçlu veya alacaklı durumda...
Bundan bir kaç yıl önce mahkemelerin adresini sorsanız tarif edemeyecek çok sayıda vatandaş, bugün Adliye koridorlarının mudavimleri arasına girdi...
Durum öyle bir hal aldı ki artık, bazı insanlar işyerlerinden çok yemin etmeye veya yargı önündeki davasına katılmak için mahkemelere gidiyor...
Peki ne oldu Kuzey Kıbrıs’a da insanlar bu vaziyete geldi?
Dünyadaki küresel kriz mi gerçekten sebep?
Yoksa, ülkedeki sistemde yaratılan bazı yanlışlıkları mı?
Bu noktada ülkeyi yönetenlere büyük görevler düşüyor...
Vatandaş artık, ciddi anlamda bunalım içine girmiştir...
Son bir hafta içerisinde ülkenin çeşitli bölgelerinde ekonomik nedenlerden dolayı canına kıyan insanlar oldu...
Üzülmemek elde mi?
Bir insanın bankaya olan borcunu ödeyemediği için canına kıyması karşısında neden herkes tepkisiz ve duyarsız kalıyor?
Bunun nedenleri araştırılmalı ve gerekli önlemleri alınmalıdır...
Bu konuda toplum psikolojisi hakkında sağlıklı yorumlar yapacak, yol gösterecek her türlü kurum ve kuruluştan yardım istenebilir...
Ya da tüm kesimleri kapsayacak şekilde bir ekonomik destek paketi hazırlanabilir...
Yeter ki istek olsun...
Yaşadığımız coğrafya bazı dünya ülkelerine göre gerçekten cennetten bir parça...
Bu güzel ülkenin insanlarının kaderi, hiç de haketmedikleri bir şekilde sıkıntılarla boğuşmak olmamalı...
Ülkeyi yönetenlerin birinci görevi, vatandaşın huzur ve refahını sağlamak olmalı...
Bu noktada sivil toplum örgütlerine ve medyaya çok büyük görevler düşüyor...
Artık, kişisel ve grupsal çıkarlar bir tarafa bırakılarak, toplumun tamamına hitap eden projeler talep edilmelidir...