Yalçın CEMAL
yalcincemal@hotmail.com
Konunun, hemen hemen tümü de, bu başlıktaki, Atasözüne uygun bir, içerik olacaktır.
Halk arasında, sık sık kullanılan bu tümce, genellikle, birden çok konularda, sonuca gitmek için yapılan tercihlerde kullanılmaktadır.
Genellikle, en az zarar verici sonuçlar, tercih edilir.
Bu, her alanda söylenen ve düşünülen, bir yöntem.
Kıbrıs müzakerelerinde, gelinen toprak başlığı görüşmesinde de, bu Atasözü aklıma geldi.
Toprağın müzakeresi ile, bunun ne ilgisi var ? sorusu ile karşılaşabilirim.
İlgi, çok yakın.
Efendim, 7 Kasım’da, toprak müzakeresinin, ilk toplantısını, BM Genel Sekreteri Ban açacak.
Her halde bu açılış son şovlarından biri olsa gerek.
Toprakta karşı taraf, bildiğimiz malum politikaları izlemektedir.
“Tüm göçmenler, mülklerine “ diye.
Yani 1974 öncesi, statüye dönüş.
Amaçları bu.
Diğer istekleri hepimizin malumu.
Güzelyurt, yani onların deyişlerine göre Omorfo, kırmızı çizgileri.
“Ya olur, ya olur “ diyorlar.
Güzelyurt onlar için vaz geçilmez.
Çekoslovakya’nın, bir olduğu M.Ö devirde.
Bu ülke, Kıbrıs’ı “birleştirme“ adı altında bir inisiyatif üstlenmiş ve bu
Misyonu devam ettirdiği dönemde, Kıbrıs’ı birleştirmeye kalkışanlar,
kendilerini birbirlerinden ayırarak, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti’ne dönüştüler.
Şimdilerde, bu misyonu tek olarak Slovakya yapıyor.
Çek Cumhuriyeti ilkelerine, ters düştüğü için olsa gerek, bu misyonerlikten vazgeçti.
Geçenlerde, yine Slovakya’nın başkanlığında, adayı birleştirme toplantılarından biri gerçekleştirildi.
Toplantıya her iki taraftan da, siyasal partilerinin temsilcileri dahil oldu.
Tabii konu, Kıbrıs müzakereleri ve son başlık olan toprak.
Kuzeye gelecek ve verilecek toprak oranı, görüşmelerin ağırlığını oluşturdu.
Tabii, güneyin olmazsa olmazı Güzelyurt da, gündeme geldi.
Toplantı, gizlilik prensipleri çerçevesinde, sürmesine rağmen, toplantıdaki görüşmelerin içeriği, basına sızdırıldı.
Ağırlık, Güzelyurt.
Hani, karşı tarafın olmazsa olmazı.
Söz konusu toplantıya, CTP‘den, Sn. Armağan Candan katıldı.
Rum tarafını temsil eden siyasilerin, Güzelyurt handikabı karşısında Sn. Candan.
“Üç bin kişi için, 25 bin kişi mağdur edilemez “ dedi.
Güzelyurt’a gelecek, eski sakinler, üç bin kişi
Ayrılacak Türk sayısı, 25 bin kişi.
Yani, üç bin kişi memnun edilecek.
Rum siyasi erkinin, istekleri yerine gelecek diye, 25 bin Türk nüfus, yeniden göç yollarına düşürülecek.
Bu, sadece Güzelyurt’ta oturan Türkler için, bir trajedi olacak .
Üstelik, yerinden edilecek nüfus için de, müzakere masasında
ciddi olarak, üzerinde durulmuş, alternatif çözüm önerileri de, yok.
Nereye gidilecek ?
İnsanlar, ne ile iştigal edip, geçimlerini sağlayacak ?
Rehabilite nasıl olacak ?
Bunlar ortada yokken , hangi bölgedeki Türkler, yerinden edilecek.
Kaldı ki, yarım asra yaklaşan, bir ikamet süresi de, var.
Sn. Candan, aslında, şunu mu demek istedi.
“Bir pireye, bir yorgan yakılır mı ? “
Evet, bir pireye, bir yorgan yakılır mı ?