2018’de, yapılacak olan erken seçimlerde adaylar, süreç içerisinde belirlenmeye başladı .
CTP’de, partinin, nerede ise kuruluş aşamasında, omuz verenler.
2018 seçimlerine katılmayarak, aktif siyaseti sonlandırıyorlar .
Bunların içerisinde, geçen seçim döneminde aktif siyasete katılan
ve bu dönem, seçimlere katılmayarak, aktif siyasete, belki de, bu dönem ara verecek olan. Bir de, Sibel Siber var .
Sn. Siber, hem Başbakanlık yapmış, hem de, halen, Meclis Başkanı olarak görevini sürdürmekte .
Sn. Siber .
Seçimlere katılmayacağını, bir basın toplantısı ile açıkladı .
Bu basın toplantısı, 10 Kasım, Atayı anma gününe geldiği için, anma törenlerinin arasında, pek gideceği yere gidememiş olabilir .
Bunun için .
Sn. Siber’in açıklamasını, köşeme alıp irdelemeyi düşündüm ve
bu yazıyı, kaleme aldım .
Sn. Siber, hiçbir siyasinin yapmadığı, yapamadığı, zehir zemberek
açıklamasında. “Devletin kurumsallaştırılmamasının” üzerine basa basa durarak. Gelmiş geçmiş, tüm siyasi partilere ve siyasilere Demokrasi konusunda, gönderme yapmıştır .
Dilerseniz, konuşmasından bir alıntı yaparak, yazıma devam edeyim.
“ Acı gerçeğimiz , Devlette henüz kurumsal yapıyı gerçekleştirmemek olduğunu söyleyebilirim . Kurumsal yapıyı gerçekleştirmiş ülkelerde , gelen giden siyasetçiye göre keyfi bir şekilde kurumların idari yapısıyla oynanamaz , kurum siyasetçiye göre şekillenemez . Aksine kurumsal yapı siyasetçiye yön verir . Bir çok temel sorunumuzun altında yatan da budur . Kurumsal hafızanın ve değerinin ve öneminin hiçe sayıldığı bir sistem yarattık maalesef .Bu kurumun hafızası , iyi saklanmış arşivi ve liyakata dayalı sistemidir. Hafızası olmayan bir kurumdan verim almayı bekleyemezsiniz. …Yasaları geciktiren uygulamaya koymayan , yasa dışılığı önleyemeyen , denetim mekanizmalarını harekete geçirmeyen , kirli çevrede yaşamayı kanıksatan , sağlık ve eğitim sorunlarını çözemeyen
düşmanlarımız ve gizli eller değildir …”
Bunlar , Sn . Siber’in konuşmasında, bana göre önemli olan uyarıcı sözlerdir .
Değerli okurlar .
Sn . Siber, bir tıp doktoru .
Bu konuşmasını okurken, kendi kendime şu soruyu sordum !
Meclis Başkanımız, Başkanlık süresi içerisinde, Hukuk doktorası
da, almış olabilir mi diye ?
Bu tespitler, ancak bir hukukçu gözü ile irdelenip açıklama yapılır .
Belli ki, Sn. Siber, bu konuda dersine iyi çalışmış .
Başkanlık süresi içerisinde, bu sorunlar ve olumsuzluklarla, belli ki boğuşmuş ve bu zehir zemberek açıklamayı yapmıştır .
Ağzına, sağlık .
Beynine, sağlık .
Bu sütunlardan, hep yazıp çiziyorum !
Bir Devlet, ancak “Hukukun Üstünlüğü “ ilkesi ile yürür .
Bunu sağlayacak olan da, siyasi erktir .
Sn. Siber’in açıklamasında, söylediklerini, bu sütunda devamlı yazıyorum .
Ülkemiz “Hukukun üstünlüğü ve eşitlik ilkesine “ göre, yönetilmiyor diye .
Bu konuda, bu sütunda geçmişte yazdıklarımı, Sn. Siber de teyit ediyor .
Ülkemizde, yaşananlar da, bunun apaçık göstergesi .
Bunları, somuta indirgersem , tüm gazetenin sayfalarını doldurmam gerek .
Şimdi, seçim ya .
Bakınız, bunlardan Mecliste grubu olan hiç bir parti, söz etmeyecek.
Her zaman olduğu gibi “nurlu ufuklar “ vadetmeye, devam edecekler .
Sn. Siber’in, aktif siyasetten çekilmesi ile, Halk, bir neferini, siyaset kurumunda, kaybetmiş oldu .
Belki bu karar , bir ara vermeye dönüşür .
Çünkü Siber ve Siber gibilere, bu halkın ihtiyacı var .
Sn . Siber’in bu konuşması, Siyaset kurumuna bir uyarı niteliğinde .
Hukuk Devleti, olmamanın getirdikleri, toplumdaki gerilmelerden de, görülmektedir .
Halkı, daha fazla germek .
Halkı, sokağa çekmek demektir .
Beyler, halkı sokağa indirecek keyfi uygulamalara, son verin .
Bunun için de “Hukuk Devletini” ülkede, uygulayın .