Hukuk Fakültelerinde “Kamu Hürriyetleri Hukuku “adı altında bir ders okutulur .
Ağırlıklı olarak, insan hak ve hürriyetlerinin devletler tarafından,nasıl bir hassas denge üzerine oturtulacağının, bilimini göstermektedir. Söz konusu ders kitabında , kamunun hukukunun yanında
kamunun kanaatlarının , görüşlerinin alınması da önemli bir yer tutmaktadır .
Kitabın yazarı Münci Kapani idi . Kitapta , ayrı bir bölümde ise , Kamuoyundan bahsetmekte idi .
Dünyada ve dünyadaki ülkelerde kamuoylarının önemi ve etkinliği yatsınamaz . Her alanda ve her yerde, kamuoyunu arkasına almayan, alamayan hiçbir kişi ve zümre hedeflediği sonuca ulaşamaz .
Kamuoyu oluşturmak demek . Sokaktaki halkı kendi düşünce ve eylemine, çekmek demek .
Bunun için de, kamuoyunun oluşmasında başvurulacak önemli kriterler vardır .
Bunların başında.
Kitle iletişim araçları .
Radyo .
Televizyon .
Sosyal medya gibi .
İkincisi yüz yüze temaslar .
Burada kişilerin, karşılıklı olarak, fikirlerini beyan etmesi ile oluşan kamuoyu .
Üçüncüsü . Kanaat önderleri . Burada , bilgi sahibi olarak nitelenen kişilerin, kitlelerin olduğu
mekanlarda verdikleri bilgilerle, kamuoyu oluşturma faaliyetlerinde bulunmaları .
Dördüncü güç ise , basın organları . Gazeteler ve dergiler . Bütün bunlara , her şey gibi batıdan gelen kamuoyu araştırma şirketlerini de ekleyebiliriz . Bu araştırma şirketlerinin kuruluş amacı , ilgili coğrafyalarda, belli konularda , halkın görüşlerini alarak, belli sonuçlara ulaşmak . Fakat günümüzde bu şirketlerin büyük bir çoğunluğu, kamuoyunun görüşünü almak yerine, kendi görüşünü, kamuoyu üzerinde etkin kılarak. Kendi doğrultusunda kamuoyu yaratma pozisyonuna girdiler .
Sosyal medya bu konuda biçilmiş kaftan . Bize gelince . Hayat pahalılığının her geçen gün artması sonucu, geçim derdinedüşen ahali . Araştırmadan, okumadan yukarıda önüne getirilen ve
onu o yöne çekecek bilgilere inanmak zorunda kalıyor . Çünkü önüne gelen bilgilerin, doğruluğunu, yanlışlığını ortaya çıkaracak, ne maddi, ne de manevi olanaklara sahip . İster istemez, bunlara inandırılmaya zorlanıyor . Sonunda da, bunların gerçek olduğuna inanmak zorunda kalıyor .
Bizde de, son bir anket yayınlandı . Tabii seçime yönelik . Çarşı pazarda konuşuyorum .
İnsanlarımız, bu anketlere o kadar kanıksandırılmışlar ki . Ankette verilen sonuçlar tamam .
Bunun başkası olamaz mantığı nerede ise toplumun yarısına hakim olmuş .
Öyle bir inandırılmış ki halk, bu çıkan anketlere . Nerede ise bu anketler , seçimin yerini alacak .
Bazı kişiler ve çevreler utanmasalar , şunu da önerecekler . Anket sonuçları ortada . Seçime ne gerek var ? diye . Kamu oyu araştırmaları çoktan .
Kamuoyunun görüşünü değil de, kamuoyu yaratmağa yönelik
olarak araştırmalara dönüşmedi mi ?