ABD’ Başkanı Trump’ın, İsrail Devletinin Başkenti olarak, Kudüs kentini, resmen tanıması ve Büyükelçiliğinin, Kudüs’e taşınması için Dışişleri Bakanına talimat vermesinden sonra. Dünyada ve Türkiye’de bu karara karşı, büyük tepkilerin doğmasına neden oldu .
ABD Başkanının , bu kararını, BM’ler kararlarına karşı olarak da alması, ayrıca düşündürücü olsa gerek .
Mustafa Kemal Atatürk’ün, Filistin topraklarında, bir Yahudi Devletinin kurulmasına karşı çıkılma politikalarına . 1946 Türkiye’de çok partili düzene geçen, genel seçimlerle iktidara gelen, Menderes’in Demokrat partisi. 1949 ‘ da, Filistin topraklarında, Batılı Emperyalistlerin kurdurdukları Yahudi Devleti olan İsrail’i, resmen tanıdı .
Ayni siyasal iktidar , Türkiye’yi her yönü ile bağımlılaştırmaya götürecek olan, NATO ittifakına da, bir sene sonra , 1950 ‘de girdi .
Yahudi Devletinin, ilk Türkiye tarafından tanınması. Arap dünyasında, Türkiye’ye karşı büyük bir tepkinin doğmasına, sebep olmuştu .
Bu olay, Türk Arap ilişkilerini, hiçbir zaman istenilen seviyeye getirmedi .
1967 Arap Yahudi savaşında ise, Türkiye’nin tavrında bir değişiklik olur umudu, Arap dünyasında doğmuştu .
ABD’nin desteklediği Yahudiler, modern silahlarla ve Doğu Akdeniz’de, 6’cı filonun, Arap ülkelerinin askeri haberleşmesini
bozması sonucu. İstihbarattan yoksun kalan Arapların, silahlı kuvvetleri, sonuçta İsrail askerlerine yenildiler .
Savaşta , Yahudiler, doğu Kudüs’ü de işgal ederek, kendi topraklarına kattılar .
Ateşkesten sonra toplanan, BM’ler Güvenlik Konseyi, Türkiye Hükümetini, arabuluculuk için, GK’ne davet etmişti .
Arap dünyasının, gözü kulağı, Türkiye’nin üzerinde idi.
Bozulan, Türkiye Arap dünyası ilişkilerinin, yeniden tesisi için, büyük bir fırsat yaratılmıştı .
Süleyman Demirel Hükümetinin, GK’deki Temsilcisi, BM GK’de İsrail’i destekleyen bir tutum izlemiş . Bilahare de, Fas’ta toplanan İslam Konferansı örgütünde alınan “ İsrail ile diplomatik ilişkilerin kesilmesi” kararını da, veto etmişti .
Türkiye, NATO’ya girmekle , Atatürk’ün Ankara merkezli politikalarından vaz geçmiş . Okyanus ötesinden, NATO marifeti ile ABD’nin, Orta Doğu ve Doğu Akdeniz’de hakimiyet kuracak politikalarını, uygular hale getirilmişti .
Bu politikalar, yıllarca devam etti .
Türkiye, bir ihtilaller ülkesi haline NATO ve ABD tarafından getirildi.
Okyanus ötesi politikaların uygulanması, 15 Temmuz 2016 tarihine kadar devam etti .
Türkiye, ABD’nin gerçek yüzünü gördü .
O tarihten sonra, Atatürk’ün uyguladığı Ankara merkezli politikalara, geri döndü .
Bu, nereden belli .
Orta Doğuda, terör odaklarının, ABD menşeli silahlarla, Türk Ordusu ile savaşmalarından .
Son olarak da .
ABD Başkanı Trump’ın, son aldığı Kudüs kararından sonra. Türkiye’de, başta Meclis, Cumhurbaşkanlığı , Hükümet ve siyasal partilerin yapmış oldukları açıklamalarda, çatallaşan Türkiye ABD ilişkilerine, bir yenisi daha eklenmiş oldu .
Trump’ın bu kararı, Amerikan Emperyalizminin, Siyonist gücü ve etkinliğini, Orta Doğu ve Doğu Asya coğrafyasına yayma girişimlerinin, bir devamı olsa gerek .
ABD’nin almış olduğu bu karar, sadece İsrail tarafından onaylandı .
Başka hiçbir ülke tarafından, onaylanmadı .
Bu ise, ABD ve Yahudi ittifakının, tüm dünyada, Emperyal bir güç olarak devam ettiğinin, bir göstergesi değil mi ?
Sonuç olarak , Trump’ın bu kararı, bilerek ve isteyerek Orta Doğu’da, yeni savaş cephelerinin açılışının da, bir nedeni olabilir mi ?
Yanıt sizlerin .