Dün, bir dostumuzun annesinin, cenazesine katıldım .
Cenaze namazına kadar geçen sürede , cami avlusunda, cenazeye gelenler, ayak üstü sohbet etmeye başladılar .
Bu iş, tabii öbek öbek bir araya gelen, dört beş kişi olan topluluklarda, cenaze namazına kadar sürdü .
Cenazede, tanıdıklara seslenmek için, bu topluluklara ister istemez,
girmek zorundasınız .
Konular çok değişik .
Birinde , Kıbrıs İşlerinden sorumlu Bakan olan Sn. Akdağ’ın, son ziyaretinde yaptığı, açıklama vardı .
Söz konusu açıklamada, doğrudan gelir desteğinin, dönüme göre değil de, ürünün kalite ve rekoltesi üzerinden verileceği yollu açıklaması, konuşmaların konusunu teşkil etti .
Toplulukta bulunanlar, bunu hem destekledi . Hem de, yerdi .
Bazıları da konuya, daha değişik açıdan bakmayı tercih etti .
Konuya bu açıdan bakanların ortak yönü .
Bu konuda bir karara varmak için, öncelikli olarak , narenciye üretiminin dört dörtlük yapılabilmesi , kalite ve verim artışına gidilebilmesi için. Öncelikle üreticilerin beklentilerinin karşılanması gerektiğine, vurgu yaptılar .
Su azlığı nedeni ile, amaç, ürün yetiştirmek için değil de, bahçelerin kurumaması ve ayakta kalması için, mücadele eden narenciye üreticilerinden. Doğrudan gelir desteğinin kalite ve verim artışı ile
İlişkilendirilmesinin, haksızlık olacağını dile getirdiler .
Bu kıstasın belirlenmesinden önce , üretimin yapılabilmesi için, ana kaynak olan suyun, üreticilerin hizmetine sunulmaktan geçtiğini, dile getirdiler .
Bu sağlanmadan, bu uygulamaya geçilecekse. Emeklemekte olan ve suyu kurumamak için bahçelerine veren tüm üreticilerin, bahçelerini kurutacaklarını . Çünkü mecallerinin zaten kalmadığını
açık seçik , dile getirdiler .
Başka bir topluluğa gittiğimde ise, önümüzdeki yerel seçimlerle İlgili, kendimi bir sohbet içinde buldum .
Toplulukta bulunanların aşağı yukarı tümü , siyasal partilere olan güvenin, nerede ise hiç kalmadığını dile getirmeye ve seçime kısa bir süre kalmasına rağmen. Ortada, ne bir şey, nede zerre kadar heyecanın olmadığını, gözlemlediklerini aktardılar .
Bir başka toplulukta ise .
Kanser olaylarının artışından .
Bu konuda, gelmiş geçmiş Hükümetlerin radikal tedbirler almayışlarına, ciddi şekilde eleştiri getirdiler .
Başka bir toplulukta ise, artan hayat pahalılığından ve bunun sonucu olarak alınan paranın, alım gücünün düşmesi nedeni ile, ciddi bir şekilde yaşam sıkıntısı çekildiğini . Bu konuda, Hükümetin ciddi önlemler alamadığını, anlatmaya çalıştılar . Gelinen noktada . Fiyatların kontrol edilmesi gerektiği üzerinde, durdular .
Bir başka gruba gittiğimde ise, başı boş köpeklerin, ciddi şekilde
etrafa sıkıntılar verdiklerini . Bu konuda, Güzelyurt Belediyesinin şikayetlere karşı hiçbir şey yapmadığını , köpeklerin ilçe merkezini
nerede ise işgal ettiğinin, vurgusunu yaptılar .
Başka bir öbekte ise, Kıbrıs sorunu ateşli bir şekilde tartışılmakta .
Orada bulunanlar kendi görüşlerini anlatmaya , bir başkası ise kendi görüşünü ortaya atmak için, hamle yapmaya çalışıyor . Ortak nokta .
Guterres Belgesi . Ayrıntı için benden açıklama istiyorlar .
Belgenin, her iki tarafça değişik algılandığını , garantilerin olmadığı yollu belgenin, Rumlar tarafından istendiğini anlatmaya çalıştım.
Hepsinin buluştuğu ortak nokta :
Garantisiz bir anlaşmanın, mümkün olamayacağı oldu .
Bu, son öbekteki sohbete, katılışım oldu .
Çünkü .
Cenaze namazının saati gelmişti .