Cumhurbaşkanı Akıncı’nın daveti üzerine dün Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan toplantıya katılan Başbakan Tatar, Başbakan Yardımcısı Özersay ve Sağlık Bakanı Pilli, geçen haftaya damgasını vuran sınır kapılarını masaya yatırdı.
Toplantının ardından hem Akıncı hem de Tatar, açıklama yaptı.
Akıncı, böylesi bir konuda, rotayı çizecek olanın sağlık olduğunu belirterek, siyasetin onu takip edeceğini söyledi.
Ancak ne yazık ki toplantıdan sonra yapılan açıklamalar yine siyasetin esiri olduğumuzun göstergesi gibiydi.
Başbakan Tatar, çıkışta yaptığı açıklamada, “Kendi bilim kurulumuzla görüşmek için toplantıya ara verdik” dedi.
Bu tuhaf açıklamaya bakınca Sayın Tatar’a şunu söylemek lazım. Sayın Başbakan, bilimin sağı solu, siyahı, beyazı, şu partisi, bu partisi olmaz. Bilim temel gerçekler üzerine inşa edilmiştir.
Sizin bilim kurulunuzdan başka, sayın Akıncı’nın kurulundan başka sonuç çıkacak değildir.
Yok eğer kastettiğiniz kendi politik çıkarlarınız için durum tespiti yapmaksa, bunu da açık açık söyleyiniz.
Güney’de çalışan yaklaşık 2 bin işçi, işlerini kaybetme tehlikesiyle evlerine kuru ekmek götüremeyecek vaziyetteyken, bu toplum sizin bilim kurulu oyununuzu çekemez.
Bir devletin bir tane Bilim Kurulu olur. Cumhurbaşkanı da, Başbakan da o kuruldan tavsiye alır. Aksi halde sözünü ettiğiniz kurul, bilim kurulu değil, tiyatro kurulu olur.
Bu toplum da o tiyatroyu yıllardır izlemekten sıkılmış haldedir.
Ülke plansızlıktan, günübirlik yapılan açıklamalardan fena halde sıkılmıştır.
Daha birkaç gün önce Bakanlar Kurulu toplantısı ardından Hükümet Sözcüsü Özersay 8 Haziran’dan sonra ülkeye gelen üniversite öğrencilerinin 14 gün karantinaya alınacağını, ücretini de ödeyeceklerini söyledi.
Ama dün ne oldu?
Maliye Bakanı Amcaoğlu, üniversite öğrencilerinden 4 bin 400 TL tutan karantina ücretini almayacağını açıkladı.
Üç gün önce “alacağım” diyen, üç gün sonra ücret almaktan vazgeçen, 1500 TL’lik destek ödemesini bir verip bir geri çeken hükümet, fena halde yalpalıyor.
Karanlıkta el yordamıyla yürümeye çalışıyor.
Sınır kapılarının açılması gibi en temel meselede bile Cumhurbaşkanı Akıncı ile “Benim bilim kurulum, senin bilim kurulunu döver” anlayışı içinde hareket ediyor.
Bilim Kurulu oyuncak değildir.
Artık yeter.
Allah’ın bir lütfu ve sağlık çalışanlarının olağanüstü gayretiyle atlattığımız salgının ilk evresinden oy devşirmek isteyen siyasi yapıya tahammülümüz yok.
Vatandaşın sabrı taşıyor. Bizden söylemesi…