Bu hafta itibarı ile okullarımızda yüz yüze eğitime geçiliyor . Aradan geçen zaman dilimi içerisinde eğitimdeki boşluk ilerde olumsuz olarak hissedilebilir .
Eğitim pandemi kuralları çerçevesinde yapılacak .
Kural koymak kolay . Uygulamak zor .
Niye mi ?
Pandeminin başlangıcından bu yana konulan kuralların nasıl uygulanmadığını , bunun için de ölmemesi gereken insanlarımızın nasıl öldüklerini , hep birlikte gördük ve görmekteyiz .
Kuralların , yetişkinler tarafından uygulamasında sorunlar yaşanırken .
Çocuk yaştakiler ve gençlerde uygulanmasının nasıl mümkün olacağı da merak konusu .
Tüm okullarda sağlık komitelerinin oluşturulması , bunu mümkün kılacak mı ? Sınıflarda bu mümkün olabilir .
Ya dışarıda okula gidene kadarki zaman dilimi içerisinde bu nasıl mümkün olacak ?
Öğrenci taşımacılığında , kuralların uygulanması ile ilgili insiyatif kimin denetiminde olacak ?
Pandeminin yayılmasının önüne geçecek en önemli tedbir , aşı , önemli bir faktör olsa da pandeminin köküne kezzap dökmekten uzak. Yani aşı pandeminin canına okuyacak geçer akçe değildir . Aşıyla birlikte kuralların katıksız uygulanması behemehal şarttır .
Başlangıçtan , gelinen aşamaya kadar maalesef kuralların uygulanması beklenilen seviyenin çok altında .
Bunu bir nebze katıksız uygulayan kesim , 60 yaş ve üzeri insanlarımızdır . Bunun büyük bir nedeni de bulaşa yakalanıp sonuçta ölüm olayının gerçekleşmesi .
İstatistikler bu yaşın altındakilerin kurallara beklenildiği gibi uymamalarını ortaya koymaktadır .
Kıbrıs insanı genetik olarak kurallar karşısında kendini bir nevi tutsak hissetmektedir . Bu yapısında vardır . Kurallara tepkili pozisyonunu her zaman sırası geldikçe göstermektedir .
Nerede ise , her gün bir insanımızı kaybetmekteyiz . Buna rağmen kuralların dört dörtlük uygulandığına bir türlü tanık olamıyoruz .
Kuralların uygulanması halk sağlığı açısından elzemse ki elzemdir . İdare bunun uygulanmasını sağlayıcı tedbirleri de kurallarla birlikte almak zorunda .
Bu günden itibaren ülkemiz pandemi açısından yeni bir aşamaya girmek üzere . Bu aşama çok ama çok riskli , denetimi mümkün kılacak bir yapılanmayı da sağlamak zorunda .
Denetim masa başında veya kapalı kapılar ardında olamaz . Denetim ancak ve ancak sahada olur ve kesin sonuç alınır .
İlk hafta denemek bakımından çok önemli . Bu süre çok iyi gözlemlenmeli ve etüt edilmeli . Eksiklikler , aksaklıklar tespit edilerek derhal gereken yapılmalı .
Bu çok önemli olsa gerek . Çünkü çocuklarımız ve gençlerimiz ülke geleceği için çok önemli . Onların yetişmesi için her olanak kullanılmalı .
Yetkili siyasi organlar bu konuda çok büyük bir sınavın eşiğinden içeri girmiş bulunmaktadır .
Sınav yüz akı ile verilmeli . Aksi büyük bir felakete kapı açılmış olur.
Yanlış anlaşılmasın . Bu bir uyarı .
Efendim bu yazımda son paragrafta ülke için çok büyük hizmetlerde bulunan Rahmetli İsmet Kotak’tan bahsetmek istiyorum .
Ben ona abi diye hitap ederdim . Kıbrıs Postasında yazmaya başladığımda tanışmıştık . Kıbrıs Postası Mağusa surlar içerisinde idi .
Sosyal demokrat ve Ecevit çizgisinde olan bir yurtseverdi .
Ecevit’in Evren despotizmi döneminde yasaklanması ve hapisten çıkar çıkmaz Şubat 1984 ‘te eşi ile birlikte adaya getirmemle, Rahmetli İsmet Abi ile olan diyalogumuz ve yakınlaşmamız daha da sıkı bir duruma gelmişti .
Ecevit’in Saray Önünde yaptığı konuşması ve bilahare Mısırlızade Sinemasında verdiği o muazzam konferansının içeriğini , bir kitap haline getirmenin yollarını Rahmetli Ecevit’le aramaya başladık . Türkiye’de basılması yasaklanmıştı .
Konuyu , Rahmetli İsmet Abiye açtım . Hiç tereddüt etmeden “Kıbrıs Postasında bunu basarız “ dedi .
Gerekli malzeme de verildi .
Kitabın basılmaması için gelen tüm baskılara rağmen , kitap Kıbrıs Postasında basıldı . Derhal Türkiye’ye girişi Özal Hükümeti tarafından yasaklandı .
Aramızdan ayrılışının onuncu yılında İsmet Abiyi Rahmetle , sevgiyle , saygıyla , özlemle anıyorum . Işıkların hiç eksik olmasın .