Özel sektörde görev yapan öğretmenlerin hakları ile ilgili, özellikle son yıllarda artış gösteren birtakım problemlerden haberdarsınızdır.
Mezun sayısının fazlalığı, mevcut ihtiyaca rağmen öğretmen atamalarının az oluşu, denetimlerin yetersizliği ve özel sektördeki kurum sahiplerinin bunu kendi çıkarlarına göre kullanması ile baş gösteren bu sorunların karşısında, daha önce özel sektörde çalışan bir öğretmen olarak ben de bu konuya sessiz kalamazdım. Bu yazımda sizlere kalemim yettiğince bu sorunların bir kısmından bahsetmek istiyorum:
Özel öğretim kurumlarında öğretmenler haftada 40-60 saat derse giriyor.
Evet yanlış duymadınız. Çocuğunuzu okuldan almaya gittiğinizde tüm olumsuzluklara rağmen işinin başında olan, sizi güleryüzüyle karşılayan çocuğunuzun öğretmeni,yoğun çalışma şartları altında görevini ifa etmeye çalışıyor. Üstelik hafta sonu da çalış(tırıl)ıp ek mesai ücreti alamadan!
Asgari ücret ve hatta asgari ücretin altında maaşlar alıyorlar.
Dört yıllık fakülte mezunu olup bu kadar ağır şartlarda çalışan, mesleğe yıllarını vermiş özel sektör öğretmenlerine çoğu kurumun verdiği maaşın asgari ücret veya asgari ücretin altında olduğunu biliyor muydunuz?
Mobbing, sigortasız çalıştırılma, maaşın bir kısmının elden verilmesi gibi durumlara maruz kalıyorlar.
Bahsedeceğim durumu yapmayan kurum o kadar az ki;sizlere sayıları her şehirde bir elin parmaklarını geçmiyor desem ne dersiniz? Ve öğretmenler bunu maalesef kanıksamak zorunda kalarak kurumlarla sözleşme imzaladıklarında kaderlerine razı bir şekilde bunu sorgulamıyor bile. Eğer öğretmenin maaşı asgari ücretin üzerinde ise ne oluyor peki? -İstisnalar hariç- kurumlar öğretmenin sigortasını asgari ücret üzerinden yatırıp aradaki farkı elden veriyor.
Her yıl; öğretim yılının başladığı ay içinde verilmesi yasal olarak zorunlu olan, halk arasında kırtasiye ödeneği olarak bilinen eğitime hazırlık ödeneği, öğretmenin maaş hesabına yatırılıp yine elden geri alınıyor. Evet bunu yapan kurumlar da maalesef var ve sayısı yine azımsanmayacak kadar çok.
Sözleşmeler 10 ay süreli imzalanıyor . Özel sektör öğretmenlerini de kapsayan 5580 sayılı Özel Öğretim Kurumları Kanunu 9. Maddesi'ne göre yapılan iş sözleşmeleri en az bir takvim yılını kapsar. Peki yine bazı kurumların bunu göz ardı ederek öğretmenlerle 10 aylık sözleşmeler imzaladığından haberiniz var mı?
Elbette ki yaşanılan problemler bu kadarla sınırlı değil. Mutlu öğretmen , mutlu öğrenci ve mutlu öğrenci , mutlu yetişkin demek. Geleceğin mimarı öğretmenler çok daha iyi şartları hak ediyor. Umarım güzel ülkemde bu problemler bir an önce son bulur.