Tatar ve Nikos’un gayri resmi görüşmelerinden sonra .
Önümüze getirilecek olan pilavın da yavaş yavaş kokusu çıkmaya başladı .
68 ‘den 2017 ‘ ye kadar hep bu pilav ısıtılıp , ısıtılıp , sırayla , rahmetli Denktaş’ın , Talat’ın , Eroğlu’nun , Akıncı’nın önüne konmuştu .
Türk görüşmeciler , Kıbrıs Türk halkı adına , hep önlerine konulan pilavla yetinmişlerdir .
Değişmez menü , bu pilavdı .
Pilavın başka bir çeşidi masaya gelmiyor .
Çünkü malzemesini hazırlayıp pişirenler , güneyin hempaları olan bildiklerimizdir .
Güneyde , Cumhurbaşkanlığı seçimleri oldu .
Bir Niko gitti , başka Niko geldi .
Halef , selef ilişkisi .
Gelen selefin , haleften hiçbir farkı yok .
Aralarındaki fark , biri hukuken Başkan . Diğeri ise fiilen Başkan .
Biri çıkıp , diyebilir ki “Daha koltuğuna oturmadan adama haksızlık etmiyor musun .”
Adam , ayağının tozu ile “ Kıbrıs Cumhuriyeti bir anlaşmada devam edecek “ diyor .
Bunun altında yatan mesaj , ey Türkler , siz de bu Cumhuriyetin birer yaması olacaksınız . Ermeni , Maronit ve Latinler gibi .
Garanti , maranti yok .
Batı Trakya Türkleri gibi , hukuken var alacaksınız ve zaman içerisinde yok olacaksınız .
Ana hatları ile selef efendinin söyledikleri , halef efendinin söylediklerinden ne bir eksik , ne bir fazla .
Selef efendinin güvendiği dağlarla , halef efendinin güvendiği dağlar ayni .
Bu dağların hangi dağlar olduklarını yaşayarak gördük ve görmekteyiz .
Deprem afatı nedeni ile Türkiye’ye gelen Yunan Dışişleri Bakanının sergilediği tavır ve konuşmalara karşılık veren , TC Dışişleri Bakanı Sn. Çavuşoğlu’nun konuşmasından umutlanarak . Kendilerine özgü yorumlarla . Türkiye’nin tavize hazır olduğu yollu açıklamalar yaparak , bir oldu bitti yaratma çabası içindeler.
Sn . Tatar’ın , devletten devlete işbirliği önerisi ise , her zaman karşı tarafça ciddiye alınmamış . İş birliğini komiteler düzeyinde tutmaya büyük gayret göstermişlerdir .
Çünkü komiteler , toplumlararası nüvenin bir doğuşu idi . Güney bunda ısrarcı görülmektedir .
Yine , Güneyin halef durumundaki Dışişleri Bakanı Kasulides . Önümüzdeki Eylülde , uluslararası camianın anlaşma için büyük bir çaba içerisine gireceğini söyledi.
Pilavın ısıtılmasına başlandığının bir habercisi de halef durumundaki Kasulides’tir .
Biri çıkıp da diyebilir .
“Yahu bu pilavın son kullanma tarihi yok mu ?”
Her şeyin nihayetinde , bir tarih vardır elbet .
Fakat bu pilav istisna .
Pilav , Türk aşevinin bir yemeği .
Fakat , demokrasi , adalet , eşitliği , kendilerine benzeten Batı . Türk aşevinde pişen ve bir besin kaynağı olan bu pilavı da kendilerine benzettiler .
Son , İstanbul’da , Sn. Erdoğan’la görüşen , Sn. Tatar ve Sn. Üstel’in ziyareti . Çok değişik yorumların yapılmasını da beraberinde getirdi .
Tabii , herkesin ağzı torba değil ki dikiş atasın .
Federasyon görüşmelerine dönüleceği konusunda , fısıltı gazetesinde yorumlar yapılmakta .
Yani , pilavın ısıtılıp , tekrar masaya konulacağı yönünde .
Bu pilav , Türk aşevinin temel gıda maddesi olan temcit pilavı .
Pirinç ve şehirgeden yapılır ve Ramazan gecelerinin şaşmazıdır .
1968 ‘den beri görüşme masasına , ısıtılıp ısıtılıp getirilen temcit pilavı . Yine 2017 yılından beri buz dolabında iken çıkarılarak , yememiz için önümüze mi getiriliyor .
Allah aşkına , bu vakitten sonra , bu pilavı kim yer dersiniz ?