Yıllardır siyaset arenasında aynı yüzleri görmekten bıktık. Verilip de tutulmayan sözler, ‘onlar böyleydi de biz böyleydik’, ‘onlar bunu yaptı, biz şunu yaptık’ söylemleri gerçekten de tüm halkımızda bir bıkkınlık yarattı. Kafanızı pencereden biraz dışarı çıkarırsanız halkın siyasetten ne kadar bıktığını göreceksiniz. Memleketin dört bir yanında, kahvehanelerinde, marketlerinde, berberlerinde konuşulan siyaset artık ‘aman da bırak başka konu mu kalmadı konuşacak’ yorumlarına neden oluyor. Günün her saatinde aynı yüzleri, aynı cümlelerle görmek ve üstüne üstlük verilen o sözlerin tutulmadığını anlamak halkımızın siyasetten ve siyasetçiden ‘buz’ gibi soğumasına neden oldu. Pek çok kişi bu durumun farkındayken olaydan bihaber olan yine bizim ‘siyasilerimiz’ oluyor.

Onlar Meclis kürsülerinde şov yapıp, ‘temiz siyaset ve siyasetçiye ihtiyaç var’ derken aslında kendilerinin de öyle olmalarına ihtiyacımız olduğunu akıllarından çıkarıveriyorlar. Tutkalla yapışmışlar gibi kopamadıkları o koltuklarını kaybetmemek için ellerinden geleni ardına koymayan siyasilerimiz, gençlerin de önünü kesiyor.

Şöyle bir an düşünüp ‘ülke siyasetine gelecekte kimler yön verebilir?’ diye sorguladığımızda aklımıza birkaç isim geliyor elbet. Ancak ne yazık ki bu gençlerimiz ‘ağabeylerinin koltuk sevdaları’ yüzünden sahneye tam anlamıyla çıkıp da ‘ben buradayım’ diyemiyorlar.

Peki ne olacak?

Olacağı şu… Siyasilerimiz ve siyasi partilerimiz gençlerin ve özellikle bayanların siyaset içerisinde daha aktif bir rol oynamalarını sağlamalılar. Alınan kararlarda ve atılması gereken her adımda gençlik örgütlerinin de görüşlerine yer verilmeli. Zamanı geldiğinde her siyasimiz bir kenara geçmeli, kendisinin yerine geçecek birinin olabileceğini ve onun da bu işi gayet iyi yapabileceği düşüncesini taşımalı. Bu başarıldığı takdirde Kıbrıs’ta siyaset ve siyasetçi yeniden değer bulabilir. Aksi takdirde söylenilen sözler de verilen vaatler de ‘hadi canım sende’ söylemleriyle karşılanmaya devam eder.