Günlerdir konuşulan tek konu elektrik ve telefon. Hayatımızda olmazsa olmazlar. Kıb-Tek greve gitti, elektriği kesti ve hayat durdu. Peki sormak gerekiyor, yaptıkları iş mi? Hak böyle mi aranır? Hayır arkadaşlar hak böyle aranmaz. Siz halkı mağdur ederek hak aradığınızı ileri sürüp emekten bahsedemezsiniz. Bu ülkede bir emekçi siz değilsiniz. Sabahtan akşama kadar inşaatta çalışan veya sabahtan akşama kadar ter içinde iş yapan insanlara gidin sorun bakalım size ‘haklısınız’ diyecek mi… Hayır demeyecekler. Neden mi? Çünkü o insanlar da emekçi çünkü o insanlar da akşama kadar soğukta çalışıyor ve akşam sıcak bir evin özlemini çekiyor. Peki siz ne yaptınız. O emekçi arkadaşınızın kardeşinizin elektriğini keserek ‘gündüz nasıl üşüyorsan gece de öyle üşü don umurumuzda değil, tek hak bizimki, bizden başka emekçi yok’ dediniz. Halkı karşısına alarak kim başarılı oldu ki siz şimdi yaptığınız grevin sonuç vermesini bekliyorsunuz? Lütfen silkinin ve kendinize gelin. Hiç bir hak bir diğerinin hakkını elinden almakla elde edilmez. Kimse hasta yatağında yatan insanı ölüme terk edemez neden mi söylüyoruz bunu, çünkü geçtiğimiz gün gazetemize ilginç bir telefon geldi. Yaşlı bir amcamız ağlayarak gazetemizi aradı. Neden ağladığını sormaya fırsat olmadı ki ‘Be evladım ben bu adamları desteklerdim. Haklarını arasınlar her zaman arkalarındayım derdim. Ama hak böyle aranmaz. Benim eşimi resmen ölüme terk ettiler. Eşim hasta ve makineye bağlı. Makine da elektrikle çalışıyor. Elektrikler gidince hastaneye zor yetiştirdim’ dedi. Şimdi çıksın biri bize bunun hangi emeğin karşılığı olduğunu açıklasın bakalım açıklayabilecek mi? Hak aramanın yollarını açın ve okuyun. Sizlerin kimsenin çocuğunu soğukta bırakmaya kimsenin hasta annesini daha beter hasta etmeye hakkı yoktur. Bu köşelerden sürekli örnek gösteriyoruz. Sürekli ‘be arkadaşlar önünüzde bir KTHY örneği var. Sonunuz KTHY olacak. Hak arayalım derken olan hakkınızdan da olacaksınız’ diyoruz. Bir an önce sendika temsilcileri çalışanın hakkını düşünüp bu eylemi akıl yoluyla sonlandırmazsa olan yine çalışana olacak. Sendika temsilcilerine bu ülkede zarar geldiği nerede görülmüş, biri çıksın ve söylesin. Tekrarlamakta fayda var, bu eylemin bedelini yine çalışan emekçi kardeşlerimiz ödeyecektir.
Gazetemizin telefonları günlerdir susmuyor. Bu konuya da değinmen geçmeyelim çünkü vatandaşların yüzde ellisinden fazlası ‘Evdeki elektrikli eşyalarımızın hepsi bozuldu’ diye bizi arayarak dert yanıyor. Bunu da o emekten bahseden arkadaşlarımıza soralım bakalım. Çocuklarının okul ihtiyacından kesip veya hastasının tedavi masraflarından kesip evine bir buzdolabı alan vatandaşımızın yanan buzdolabını kim ödeyecek? Emekten bahseden ve günlerdir vatandaşın en doğal hakkı olan elektriği kesen arkadaşlarımız mı yoksa hükümet mi? Biri bu konuya açıklık getirsin ve çıksın vatandaşa açıklasın.
Telefon konusuna gelince. Dün bir duyum aldık. Aldığımız duyuma göre acil servis hatları kopmuş. Dün vatandaş ne polise ulaşabildi ne itfaiyeye ne de ambulansa. Vatandaşın biri yolsa tecavüze uğrasa, yolda gasp edilse veya kalp krizi geçirse kimseye ulaşamadan pisi pisine ölüme gidecek. Şimdi hala siz buna hak mı diyorsunuz? Sizin buna ne hakkınız var. Herkes kendi hakları çerçevesinde hareket etsin. Haklı olan hak aramalarının tabiî ki de yanındayız ama binlerce defa vurguladığımız gibi yine vurguluyoruz hak böyle aranmaz…