Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti genelinde yaklaşık bir hafta süren, hayatı yaşanmaz kılan grev ve eylemlerde, ülkedeki siyasi irade sınıfta kaldı. Neden mi? Çünkü Telekomünikasyon Dairesi ve Kıbrıs Türk Elektrik Kurumu’ndaki çalışanların örgütlü olduğu sendikalar, aylardır grev uyarısında bulunuyordu. Sendikalar, Özelleştirme Yasa Tasarısı’nın Cumhuriyet Meclisi’ne sevki halinde ülkeyi karanlığa boğacaklarını, iletişimi felç edeceklerini açık açık dile getiriyor. Yani süreç boyunca kartlarını hep açık oynadılar. Peki hükümet ne yaptı bu zaman diliminde? Hiç bir önlem almadan, masada açılan kartları görmezlikten gelerek yasa tasarısını Meclis’e gönderdi. El-Sen şalteri, Tel-Sen de telefonları kapatınca çare aramaya başladı. Ülke karanlığa mahkûm oldu, telefonlar sustu, internet koptu, hastanelerde bile hizmetler verilemez duruma geldi. Ülke, yıllar öncesine döndü. İnsanlar çaresizlikten çocuklarına; ‘Bakın, işte biz de yıllar önce böyle gazyağı sobasında ısınır, lamba veya mum ışığında ders çalışırdık’ diyerek anılarını anlatmak zorunda kaldı. Bugün, gelinen noktada halk; ne sendikaların taleplerini ne de hükümetin argümanlarını dinleyecek, sağlıklı bir tahlil yapacak durumda değil. Toplumun büyük bir kesimi, yaşanılan süreçte hem hükümetin hem de sendikaların tutumlarının iyi niyetli olmadığı görüşünde. Vatandaş, yaşamlarını karartan eylemin sona ermesi için Bakanlar Kurulu’nun niçin altı gün boyunca beklediğini merak ediyor. Vatandaş, Başbakan İrsen Küçük’ün ‘KIB-TEK’in idari ve mali özerklik temelinde yeniden yapılandırılması için çalışma başlatılacak’ açıklamasının neden daha önce yapılmadığını 6 gün beklendiğini de merak ediyor. Türkiye’nin Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça dün, ülkede büyük sıkıntılara yol açan elektrik kesintileri konusunda değerlendirmeler yaparak tespitlerini kamuoyuyla paylaştı.
İyi de yaptı. Akça, elektrikte geçen hafta yaşananların olmaması gerektiğini belirterek, “Sendikalar ve hükümetin görüş ayrılıkları olabilir ancak bunlar halka yansıtılmaz, halk mağdur edilmez. Dolayısıyla taraflar kim olursa olsun bu yaşananlar Kuzey Kıbrıs’taki idarelerin sorun çözme konusunda pek güçlü olmadıklarını göstermiştir” diyerek belki de ülkedeki on binlerin hislerine tercüman oldu. Akça’nın bu açıklaması bazı çevreler tarafından, ‘yine içişlerimize karışıyor’ olarak yorumlandı. Eğer, Akça’nın bu açıklaması içişlerine karışmaksa; yorumunu okuyuculara bırakıyorum.