21. yüzyılda farklı dünyaların farklı hikâyeleriyle
İç savaşlar yaşıyoruz nükleerin zirvesinde
Bir yanda açlıktan ölen aileler
Bir yanda gözü doymak bilmez milyarderler
Bir yanda masa altında dönen rüşvet oyunları
Bir yanda yaka paça def edilen yürekler
Yediğimiz kebap Türk olmasına Türk ama,
Arabamız Alman
Yediğimiz pizza İtalyan
Demokrasimiz Yunan
Ailecek izlediğimiz filmler Amerikan
Yağımız Arap
Parmaklarımızın altındaki klavye Çinli
Şuanda okumakta olduğunuz kelimeler bile Latinken
Sizler hala ırkçılık peşinde misiniz?
Siz hala komşunuzun “göçmen” olduğundan mı şikayet etmektesiniz?
Hala “tek millet, tek dil, tek ırk” derdinde misiniz?
Hala vatanınızdaki “dünyalıları”
Sırf sizin “hemşeriniz” değil diye
Yaka paça sınır dışı etme zihniyetinde misiniz?
Dünya bizim dünyamız…
Her paralel çizgisinden
Her meridyen yayına
Yeşiliyle mavisiyle bizim dünyamız
İyi kötü bir ismimiz de var “insan”
Şimdi bu ismi
“İnsan”lığı kötülemek niye?
Kendi kendine bile yetemezken insan
Kullandığı her şey başka ülkelerden ısmarlamayken
Yan komşusu hemşerisi olmuş, olmamış ne fark eder?
Aynı topraklarda doğmuş doğmamış ne fark eder?
Geçin artık bu uydurduğunuz sıfatlarla insanları “ötekileştirmeyi”
Popüler kültürün yeni ürünü “başkalaştırmayı” çıkartın lugatınızdan
Gelin hep birlikte yüzelim uluslararası sularda
Siyah ve beyazın birleşiminden gri yaşamlar getirelim dünyaya
İnsanları türlü kategorilere ayırıp
O kategorilerin savaşmasını sağlayan zihniyetten kime hayır gelmiş ki?