1 Temmuz kapının arkasında.
Güney Kıbrıs’ın, 6 ay süreyle Avrupa Birliği’ne başkanlık yapacağı döneme sayılı günler kaldı.
Rumların haksız bir şekilde AB üyeliğine alınmasıyla başlayan ve bugünlere gelen süreç dün Brüksel’de protesto edildi.
Kuzey Kıbrıs’tan kalkan 2 uçak dolusu insan Belçika’ya gitti, Güney Kıbrıs’ın Avrupa Birliği Dönem Başkanlığını devralacağı 1 Temmuz arefesinde, Brüksel sokaklarında hayalet kostümlü eylem gerçekleştirdi.
Bu eylemle, sorunlu bir ülkenin, temeli birliktelik ve insan hakları olan bir örgütün başkanlığını devralacak olması ve AB’nin Kıbrıslı Türkler üzerindeki izolasyonların kaldırılması yönünde tutulmayan sözleri bir kez daha fakat bu sefer farklı bir şekilde hatırlatıldı.
Keşke bu tür eylemler, Rumlar Avrupa Birliği’ne alındığı günden itibaren sık sık yapılsaydı.
Brüksel’de bu eylem yapılırken, Lefkoşa’da toplanan Demokrat Partili gençler, AB’ye ithafen oturup bir kınama mektubu yazdı ve Rumların dönem başkanlığı konusundaki düşüncelerini kağıda döktü.
DP’li gençlerin mektubunda, Kıbrıs adasının kurucu ortak ve egemen eşitlerinden bir tanesi olan Kıbrıs Rum toplumunun diğer ortak Kıbrıs Türk halkının varoluştan doğan haklarını gasp ederek içerisinde hiç bir Kıbrıslı Türk’ün bulunmadığı sözde bir “Kıbrıs Cumhuriyeti’nin” tek yöneticisi haline gelmesine uluslararası topluluk göz yummuştur. Yarım asırdan fazla bir süredir Kıbrıs Türk halkının ortak olduğu devlet elinden alınmış ve sanki bir hiçmiş gibi muameleye maruz bırakılmıştır. Birleşmiş Milletlerin 1964 yılında kabul ettiği 186 sayılı kararının verdiği yetki çerçevesinde Kıbrıs sorununa 2012 yılında hala daha bir çözüm aranmaktadır” denilerek Ada üzerindeki gerçekler hatırlatıldı.
Aslında Demokrat Partili gençlerin, Kıbrıs Türk gençliği olarak Kıbrıs adası üzerinde güney komşuları kadar eşit ve onlar kadar egemen olma istencini diğer partilerin, sivil toplum örgütlerinin gençleri de seslendirmelidir. Bu yöndeki istekleri konusunda AB’yi mektup yağmuruna tutmalıdır.
Çünkü, çözüm de umutta gençliktedir.