Akademisyen Doç. Dr. Kudret Özersay, sosyal medya üzerinden başlattığı “Toparlanıyoruz” hareketini dün basın önünde tanıttı. Yapmayı planladıklarını anlattı. Özersay, “Kıbrıs Türk halkının asgari müştereklerde birleşmesi ve kendi iradesine dayanacak bir yönetim anlayışıyla gücünü ortaya çıkarması bir ihtiyaçtır ve bu mümkündür. Siyasi görüşümüz, partimiz, gelir düzeyimiz ya da mesleğimiz ne olursa olsun ortak olan bazı temel değerler ve değişim talepleri, bizi biraraya getirerek kendi üzerimize düşen sorumluluğu üstleneceğimiz bir sürecin yaşanmasına ve hepimize yakışır bir düzenin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktır. Kötü yönetim anlayışı, yozlaşmış bir siyasi kültür Kıbrıslı Türklerin kaderi değildir. Bir baskı grubu niteliğini taşıyan “Toparlanıyoruz” hareketi bugün toplumun geniş kesimlerinin destekleyebileceği bir “Toplum Sözleşmesi”ni kamuoyuyla paylaşıyor” dedi.Hareketin daha ilk günlerinde Sayın Özersay, parti oluşumu içerisine girmeyeceklerini söylemiş ve bu konuda ısrarcı olmuştu. Ancak dün yaptığı açıklamada parti kuracakları yönünde genel bir yoklama yaptı. ‘Gerekirse’ ifadesini kullandı. Peki bunu ilk hareket çalışmaları başladığında neden söylemiyordu? Her neyse, konumuz bu değil tabii…
Özersay’ın söylediklerinin uygulanmaya konulması durumunda da her şey halkın faydasına. Söyledikleri gayet mantıklı… Ancak ülkede genel bir başıboşluk var. Toparlanma değil bu halkın silkinmeye ihtiyacı var. Bu da uzun bir süre alacak gibi. Sonuç ne olur bilemeyiz ancak silkinmeden ne kadar toplanılırsa toplanılsın sonuç vermeyecek kanaatindeyiz. Toplumun destekleyip desteklemeyeceği apayrı bir konudur. Halk desteği çok önemli ancak dediğimiz gibi sistem komple değişmeden halkın desteği de fayda etmeyecek. Nereye elinizi atsanız elinizde kalıyor. Bu ülkede artık her şey başlı başına büyük bir sorun haline geldi. Sayın Özersay eğer ‘Sistemi komple yıkacağız’ diyorsa söyleyeceğimiz bir şey yok. Ancak bu bozuk temeller üzerine bir şeyler inşa edilmeye çalışılırsa güvenilen dağlara ne yazık ki kar yağacak. O noktadan sonra halk desteği de olmayacak. Sayın Özersay’ın da söylediği gibi kötü yönetim Kıbrıs Türk halkının kaderi değildir ancak halkımızın da bu bağlamda bir uğraş içerisinde olduğu pek söylenemez.