Ülkede yangın çıktı.
Aslanköy, Alsancak, Güngör, Değirmenlik, Alevkayası cayır cayır yandı.
Asırlık ağaçlar, ormanlarda yaşayan onca hayvan telef oldu.
Ülkede yangın çıktı.
Aslanköy, Alsancak, Güngör, Değirmenlik, Alevkayası cayır cayır yandı.
Asırlık ağaçlar, ormanlarda yaşayan onca hayvan telef oldu.
Başbakan hemen olay yerine gitti ve açıklamalarda bulundu.
“Türkiye’den helikopterler geliyor, demek ki ülkemizde de bir yangın söndürme helikopterine ihtiyaç var” dedi.
Demek ki varmış…
Yangınlar çıktıktan, onca orman yok olup bittikten sonra “demek ki” anlaşılıyormuş ihtiyaç olduğu.
Önceden kimsenin aklına gelmemiş mi bir yangın söndürme helikopteri almak?
Hoş olsun, güzel olsun Bakanlarımız son model makam araçlarında gezerken hiçbir Allah’ın kulu da dememiş mi hadi “son modeli” geçtim ucuzundan da olsa bir helikopterimiz bulunsun kıyıda köşede.
Hoş, yeşili ormanı pek önemsediğimiz yok ya, hani görüntü olurdu en azından “Helikopterimiz olay yerine gitti, elimizden geleni yaptık ama…” derdik.
Ormanlarımız teker teker yok oluyor.
Ama merak etmeyin oralar öyle kurak, boş arazi şeklinde kalmaz.
Yakında başlar yapılandırmalar.
Yüksek yüksek binalar dikilir mesala.
Beşparmaklar mı yanmış?
Aman ne olacak canım biraz daha oyarız, Taşocakları yaparız oralara da.
Gördüğünüz gibi alternatif çok…
Onca ağaç gitmiş, hayvan yok olmuş kimin umrunda!
Umrunda olsaydı şayet, tedbir alınırdı…
Şimdi oturalım birbirimize suç atalım
Muhalefete de gün doğdu bu vesileyle daha fazla “eleştirecek” gündem maddesi çıktı
Peki soruyorum, Meclis’te kaç kez ülkemizdeki bu eksiklik gündem konusu olmuş?
Muhalefet partilerinden olsun, iktidardan olsun kaç milletvikilimiz kalkıp bu eksikliği dile getirmiş?
Eğer getirmemişse, o zaman kimsenin eleştirmeye hakkı da yoktur.
Onda bunda aramayın suçu.
Tedbir‘sizsiniz’…
Hepinizsiniz…