İskele bölgesinde vatandaşın çilesi bitmiyor. Önce, taş ocağı kâbusu, 17 katlı bina çilesi ve denizle aralarına set çekilme çabaları, Aksa elektrik santralinin yaydığı kirlilik ve kirli sanayi olarak adlandırılan Tuğla fabrikası ve Enerji depolama tesisi yapılacağı haberleri bölgede yaşayan vatandaşları ve sivil toplum örgütlerini isyan ettirdi.
Dün akşam Ada TV’de, yapılanlar nedeniyle hükümete tepki gösteren, mağduriyetlerini dile getiren İskele bölgesi sivil toplum kuruluşu temsilcilerini ve vatandaşları üzülerek izledik.
Bölge halkı için kolay değil elbette. Taş ocağı denildiğinde, yerkabuğunun yüzeyinde açılan küçük bir çukurdan, bloklar halinde ya da kırılarak küçük parçalar halinde çıkarılan taş olarak düşünmemek lazım. Bir taş ocağı yaklaşık 1000- 2500 m2 alanı harap, 15-20 km çapında bir alanı da çeşitli açılardan olumsuz etkiliyor.Bu nedenle bizim ülkemiz dışında bütün ülkelerde bu tür ocaklar,umuma ve diğer kişilere ait yol, kuyu, çeşme ve binalara zarar vermeyecek bir mesafede açılması şartı vardır. Bu ocaklara ruhsat ve izin verilebilmesi için çevreye zarar vermemesibirincil şarttır…
Birkaç ay önce, Star Kıbrıs’ın hem de Ada TV’nin, felaketin boyutlarına dikkat çeken ısrarlı yayınları neticesinde taş ocağı konusu çözüldü derken, aynı bölgede İsrailli bir firmanın,İskele Kalecik kumsalındaki Sarcon evleri önüne, çok katlı konut yapmayı amaçlayan, denizle vatandaşın bağlantısını kesmeyi planlayan İsrailli şirket, kamyonlar dolusu moloz ve kayaları inşaatlarının yanındaki dere yatağına boşaltmaya başladı. Duyarlı İskele halkı yine huzursuz oldu ve ihbar etti. İskele Kaymakamlığı ve İskele Belediyesi imar bölümü görevlileri dere yatağına yapılan işlemler için proje vizesi ve set için inşaat ruhsatı almayan, tüm bu işleri izinsiz yaptığı belirlenen şirketin iş makinelerinin çalışmalarını da durdurdu ve uyarı verdi… Bu olayla birlikte bazı çirkin ilişkiler zinciri de çok tartışıldı.
Dün Ada TV canlı yayınında bölge halkı sordu. Bizim bölge milletvekilleri nerde? Ne yapıyorlar? Neden hakkımızı savunmuyorlar? Neden bölgemize kirli sanayi yapılmasına, taş ocağı yapılmasına, denize girişimizin engellenmesine karşı çıkmıyor, engel olmak için bir şey yapmıyorlar? Bir bakanımız var bölgeden. Neden onay veriyor bölgesinin felaketine? Haklının yanında olduğunu savunan Ejder Aslanbaba nerde? O’ damı güçlünün yanında yerini aldı? İngiltere’yi bırakıp neden bölgemizle, bölgesiyle ilgilenmiyor? Biz onu da bizi temsil etsin diye gönderdik, böylemi temsil ediyor? Sen, seni seçen halkını temsil et önce.
Bölge halkı, Milletvekillerine karşı büyük bir ümitsizlik içerisinde. Kime dokunsanız bin ah işitiyorsunuz. 6 Milletvekilimiz var hepsi birbirinin aynı, kendilerinden başka bir şey düşünmüyorlar, bugün yanımızda olmalarını, hiç olmazsa bir mesaj vermelerini isterdik serzenişleri yükseliyor her birinden.
İskele halkının ortak seslendirdiği bir cümle var. Hepsi altını çizerek tekrar ettiler. Diyorlar ki; Hem hükümette hem de Bölge Milletvekillerimizde bir bakış açısı, bir zihniyet, mantık değişimi lazım. Yoksa İskele halkını da, ülkemizi de çok kötü günler bekliyor.
Biz, karamsar olmaya gerek olmadığını, yetkililerin mutlaka bölge halkının feryadına kulak vereceğini, bölgenin vaat edildiği gibi turizm alanı olmasına yönelik düzeltici, düzenleyici adımları atacağını düşünüyor, en azından umut ediyoruz.