Dört tarafı denizlerle çevrili, küçük bir ülkeyiz. En önemli gelir kaynaklarımız Eğitim ve Turizm. Turizm de en önemli bölgelerimiz İskele ve Girne. Bu günlerde İskele gibi, en önemli Turizm sahalarımızdan biri olan bölge “Kirli Sanayi” bölgesi ilan edildi. Star Kıbrıs olarak bu kararın tehlikeli sonuçlarına dikkat çektik. Vatandaşlar; Bu girişimin tehlikeli sonuçlarına itiraz ederek, çevre felaketine yol açacak, turizmi mahvedecek, ülkemize telafisi imkânsız zararlar açacak bu girişimin mimarı hükümete ve bu girişime engel olmak için kılını kıpırdatmayan bölge siyasetçilerine isyan etti.
Yaşanan olaylar; Hükümetin de ilgisi olan Bakanların dakonunun içeriğindenve doğuracağı sonuçlardanhabersiz olduğunu ortaya çıkardı.Gelişmeler, bu bölgeyle ilgili projelere verilen izinlerin ciddi bir ön araştırmaya tabi tutulmadan, değerlendirilmeden verildiğini gösterdi.Aylardır uyarıyoruz. Peki, Hükümet yetkililerini; Bölgeye bakış açısının değişmesi,çevre katliamıgirişimlerine onay vermemesi gerektiğini, İskele Bölgesi’nin hem Turizm hem de Kirli Sanayi Bölgesi olamayacağını, çevrenin katledildiği bir bölgede Turizm’in sürdürülebilir olmadığını anlaması için daha ne kadar uyarmamız gerekiyor?
Kirli sanayi olmayan tesislerde oluşan atıklar kontrol edilemiyorken, ülkede atık envanteri bilinmez olmaya devam ederken, birçok konuda olduğu gibi atık yönetimi konusundada sınıfta kalmışken, Kirli Sanayi ile nasıl başa çıkacak, tehlikeli sonuçlarından çevreyi ve insanları nasıl koruyacaksınız. Bu yöndeirade göstererek, konuyu bilimsel metotlarla ela almaktan uzak bir ülke görüntüsü içerisindeki idarecilerimize bir kez daha “İnsan yaşamının şakaya gelmeyeceğini” bu konudaki çalışmaların ciddiyetle yürütülmesi gerektiğini bir kez hatırlatmak istiyoruz.
İstediğimiz kadar hatırlatalım idareciler; Sürdürülebilir gelişme ve kalkınmanın çevre sağlığı ile mümkün olduğunu, Çevre sağlığını tehdit eden her şeyin aslında insan yaşamını ve halk sağlığını da tehdit ettiğini kabul etmemekte, mevcut sorunların “kökten” çözümüne yanaşmamakta, yanlıştan uyarılar neticesinde dönmesi gerekirken inatla devam etmekte böylece var olan sorunlara sürekli yeni sorunlar eklemektedir.
Çevre konusu idarecilerin inisiyatifine bırakılmayacak kadar hayati bir konudur. Sadece ülkemizi ilgilendiren, ada ile sınırlı bir konuda değildir. Çevre ve çevre sorunları konusu özenle ele alınmalı, çevre sağlığı hususunda atılacak adımlar dünyadaki örneklerine de bakılarak itina ile belirlenmeli ve atılmalıdır. Ülkemizde her geçen gün artan Kanser hastalıkları ve ölümle sonuçlanan diğer hastalık vakalarında da ihmal edilen çevresel sorunların payının üst sıralarda olduğunu, bu nedenlerle ortaya çıkacak kaybedilen yaşamlardan bugün çevre katliamına sessiz kalan yetkililerin sorumlu olacağını altını çizerek hatırlatmak istiyoruz.