Kuzey Kıbrıs’ta iktidara gelen tüm hükümetler tarafından ihmal edilen bir bölge İskele.
Bozulmamış doğası ve bir birinden kıymetli tarihi zenginliklerle dolu bu şirin ilçe, siyasiler tarafından yalnızca oy deposu olarak görüldü.
Kuzey Kıbrıs’ta iktidara gelen tüm hükümetler tarafından ihmal edilen bir bölge İskele.
Bozulmamış doğası ve bir birinden kıymetli tarihi zenginliklerle dolu bu şirin ilçe, siyasiler tarafından yalnızca oy deposu olarak görüldü.
Diğer ilçelere yapılan yatırımlar, İskele’ye ve halkına çok görüldü.
Bu görüşü birkaç örnekle güçlendirebiliriz.
Mesela, diğer ilçelerde var olan vatandaşın yaşamını kolaylaştıran, acil durumlarda hayat kurtaran, hastane, itfaiye gibi kurumlar İskele’de hiç olmadı.
Mahkemesi olan vatandaşlar Gazimağusa’ya gönderildi. Tapu problemi olan Mağusa ve Lefkoşa’da işini halletmeye yönlendirildi.
Nerede topluma, insana, çevreye zararlı yatırım varsa İskele’ye yönlendirildi.
İskele bölgesini yıllardır zehirleyen bacasından çıkan gazlarla insanları potansiyel kanser hastası yapmaya çalışan AKSA’ya ait elektrik santraline bir türlü filtre takılmadı.
Bölgedeki ocaklarda her patlatıldığında yataklarından fırlayan ve ardından çıkan toz bulutunu soluyan Kurtuluş, Ergazi halkı artık bıktı usandı.
Ne zaman dinamit patlatılacağını bile bilmeden yataklarına yatıyorlar.
Mevcut alçı taşı ocağı yetmiyormuş gibi geçtiğimiz yıl içinde yeni bir taş ocağı izni verdiler. Verdikleri izni Lefkoşa’da makamlarında onayladıkları için bu taş ocağının nerede olacağını bile bilmiyorlardı.
İskele Kalecik bölgesine yapılmak istenenler bunlarla da sınırlı kalmıyor.
Bu bölgeye ya devlet eliyle uygun olmayan bir şeyler yapılmak isteniyor ya da birilerinin yasalara rağmen yapmak istedikleri şeylere bürokratlar çanak tutuyor.
Aynı Kalecik kumsalına yapılmak istenen çok katlı konutlar gibi.
İskele bölgesini adeta cezalandırmak için yarışa giren son üç yılın hükümeti yaptığı her yanlış karşısında halkın sert tepkisini çekti ve geri adım attı.
Ancak son yapılan ve halktan da gizlenen Bakanlar Kurulu Kararı’nın İskele’yi mahkûm eden açıklaması gündeme bomba gibi düştü ve bardağı taşıran son damla oldu.
2 Ağustos Bakanlar Kurulu kararı İskele Kalecik bölgesini “Kirli Sanayi ve Enerji Depolama Bölgesi” ilan etti. Ardından halktan, sivil toplum örgütlerinden ve muhalefetten siyasi parti temsilcilerinden tepkiler yükselmeye başladı.
İşte yukarıda saydığımız tüm bu olaylar, sanki İskele halkı cezalandırılmak istercesine inatla ve ısrarla yapılmak isteniyor.
Kuzey Kıbrıs’ın Karpaz’a çıkan kapısı olarak adlandırılan İskele Kalecik ve Bafra bölgesi Türkiye’nin turizm teşvik yatırımlarını öngördüğü o bir bölge olarak hayata geçiriliyor. Bölgeye turistlerin daha rahat ve kolay taşınması için oto yollar yapılıyor, maalesef iktidardaki hükümet ve bakanları doğruları görüp uygulamak yerine halkın gelecekte zarara uğrayacağı plan projeleri ne pahasına olursa olsun uygulamak istiyor.
Halk ısrarla soruyor, bu bölgeyi kirli sanayi ve petrol depolama bölgesi ilan etmek için yeterli çevre ve durum analizini yaptınız mı? Bu kararınızdan sonra halkın, çevre örgütlerinin, siyasi partilerin daha kararlı üzerinize gelmek için gün saydıklarından haberiniz var mı?