UBP’nin sonucu merakla beklenen Güzelyurt ilçe seçimi dün yapıldı.
Güzelyurt seçimi; UBP Kurultayında aday olan hem Başbakan İrsen Küçük hem de Milletvekili Ahmet Kaşif için önemliydi.
Çünkü, ilçe başkanlığı için yarışan adaylar konusunda ikiside taraf olmuş, destekledikleri isimleri kamuoyuna açıklamıştı.
Seçimin galibi, Başbakan Küçük’ün desteklediği Ahmet Çaluda oldu.
Güzelyurt’ta, UBP’lilerin abisi konumunda olan Türkay Tokel ise Ahmet Kaşif’in desteğinide arkasına almasına rağmen seçimi kaybetti.
Dünkü ilçe seçiminde yapılan tüm konuşmalarda, UBP’deki kurultay yarışında tansiyonun ne kadar yüksek olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
21 Ekim’de delege, UBP koltuğuna kimin oturacağının kararını verecek... Kurultaya daha 40 gün var. Eğer Başbakan kurultay yarışındaki tansiyonu düşürmeyi başaramazsa önümüzdeki genel seçimlerde UBP bunun acısını fazlasıyla yaşayacaktır.
Zira, UBP Kurultayında seçimin galibini belirleyecek olan sayıları 1600 civarında olan delegedir...
Bunun için kurultay sürecine toplumun tamamını mahkum etmenin hiç gereği yoktur.
Halkın UBP hükümetinden beklentisi kurultay yarışı değildir.
Vatandaş, açılmasına sayılı günler kalan Cumhuriyet Meclisi çatısı altında icraat yapan bir hükümet görmek istiyor.
Başta sağduyulu UBP’liler olmak üzere toplumun büyük bir kesmi, ömrünü Kıbrıs Türk siyasetine vakfetmiş, parti içerisinde herkes tarafından saygı gösterilen Başbakan İrsen Küçük’ten, kurultay yarışındaki tempoyu biraz düşürmesini, ülke meselelerine yoğunlaşmasını istiyor.
Dünkü Güzelyurt seçimi ve önceki günkü İskele seçimleri bir yerde şunu da göstermiştir.
Uzun yıllar bakanlık yapmış, UBP yönetiminin her kademesinde görev almış Başbakan Küçük, sadece bir bölgenin değil tüm KKTC’nin İrsen abisi konumunda.
İrsen Küçük’ün partisini 2014 seçimlerine taşıma yönündeki heyecanı, tarihe KKTC’ye suyu getiren Başbakan olarak yazılmak istemesi yönündeki talebi mutlaka taban tarafından algılanacaktır.
Yeterki kurultay sürecinde tansiyon daha fazla yükselmesin, parti içindeki tartışmalar ve üslup daha da kırıcı boyutlara ulaşmasın.
Zira kurultay sürecinde yaşanılan olumlu veya olumsuz gelişmeler not düşülecektir.
Genel seçimlerde sandığın kaderi, delegede değil Kuzey Kıbrıs halkında olacaktır...
Bundan sonraki adımlarda bu gerçek mutlaka göz önünde bulndurulmalıdır.
