Su hayat demektir. Evrende yaşam varsa bunun nedeni sudur. Su yoksa insanda, canlıda, bitkide yoktur. İnsan bedeninin yüzde 60-70’inin su olduğu gerçeği bütün insanlığı suya mahkûm etmektedir.
Evrende su yoksa ölüm var, ölüm dışında herhangi bir seçenek yok demektir. Hiçbir canlı su olmadan hayatını devam ettiremez. İnsanlık henüz suyun yokluğuyla tam olarak karşılaşmadığı için susuzluğun ne tür bir felaket olduğunu yeterince kavrayamıyor.
İnsanlık bilimde, teknolojide inanılmaz mesafeler kat etmiştir. Uzaya seyahati planlayacak kadar teknolojik gelişme içerisindeki insan, suyun yerini alacak, evrenin su ihtiyacını karşılayacak bir teknolojiyi henüz icat edememiştir. İşte bu nedenle su, her asırda insan için birincil ulaşılması ve elde edilmesi gereken madde olmuştur.
1802 yılında 1 milyar olan dünya nüfusu, 1999 yılında 6 milyara ulaşmıştır. Birleşmiş Milletlerin tahminlerine göre 2030’da 9,6 milyara, 2050 yılında 12 milyara ulaşacaktır. İşte bu hızlı nüfus artışı öngörüleri ve buna karşın azalan su kaynakları, suyu uluslararası boyuta taşımıştır. Bu durum 21’nci yüzyılın savaşlarla geçmesine zemin hazırlayabilecek potansiyele sahiptir. Yapılan savaşların açıklanmayan nedenleri arasında, su kaynaklarını kontrol altında tutma mücadelesi vardır. Evrenin giderek kuraklaştığı, yaşayan her 6 insandan birinin sağlıklı suya ulaşamadığı, yeryüzündeki içilebilir suyun kendisini insan nüfusu artışıyla orantılı yenileyemediği göz önüne alındığında durumun vahameti çok daha net görülecektir.
Ülkemizde dünya ülkelerinden farklı değil durum. Tam bir su fakiriyiz. Onlarca yıldır susuzluğa çare arayıp duruyoruz. Balonla su getirmeyi bile denedik. Ama sorunu kökten çözecek bir proje geliştiremedik. Bu arayışlar aralıksız sürdü. Anavatan birçok alternatif proje üzerinde kafa yordu. İşte bu arayışlar neticesinde ortaya çıkan bir projenin töreni vardı önceki gün. KKTC Su Temin Projesi… Anadolu Halkı’nın yaşamını bizlerle paylaştığı, kaderini bizden ayrı görmediği proje…
Başbakan İrsen Küçük’ün su borusunun içerisinde görüntülenmesi her şeye dar çerçevede yaklaşan bazı kesimlerce alay konusu olsada, gerçek bundan çok daha öte, verilen mesaj çok daha derin ve çok daha anlamlıydı…
Başbakan Küçük, o su borusunun içerisindeki görüntüsüyle; Ey halkım! Şartlar ve zorluklar ne olursa olsun sıkıntı çekmenize izin vermeyeceğim. Su hayattır. Bu borudan, ülkemize gelecek sular tabiata, topraklarımıza ve siz halkıma hayat verecektir. İşte bende, tıpkı buradan akacak berrak su gibi tertemizim ve sizlere daha iyi bir yaşam sunmak için çalışacağım” diyordu adeta…
Sayın Küçük’ün evrensel dille verdiği bu mesajını, Rumlar da iyi okudu. Güney Kıbrıs’ın AB’deki eski daimi temsilcisi Büyükelçi TheofilosTheofilu 'BM ve AB'ye şikâyet edelim' derken; Türkiye’nin bu projedeki gayesi Kıbrıs Türk toplumunun ekonomik kalkınması ve refahı değil Kıbrıs’ın tamamını denetimi altına almaktır” iddiasında bulundu. Simerini gazetesi ise, 'Fakir Kıbrıslı Türkleri satın alacaktık, şimdi Türkiye hepimizi satın alacak' yorumunu yaparak Başbakan İrsen Küçük’ün mesajını iyi okuduklarını gösterdiler.